Rewind (feat. Diane Birch)
when the sky breaks it rains
gökyüzü kırılıp yağmur yağdığında
so just let the h20 splash upon the graves of all
sadece bütün mezarların üstüne su sıçratır
the souls i used to know but now have passed away
bildiğim bütün ruhlar, şimdi yoklar
men say that time can heal a situation
bu durumda adam iyileÅŸebilirim diyor
but this pain is not a passing phase
ama bu acı, bir türlü geçmiyor
now i’m curious
ÅŸimdi merak ediyorum
how many years a heart can ache
kaç yıl daha kalbimde bu ağrı olacak
feel like a minotaur
yarı insane yarı boğa (canavar) gibi hissediyorum
meandering this darkened place
burası hem karanlık hemde karmaşık
trying to find a way
bir yol bulmaya çalış
to maybe find the light of day
belki bir gün bir ışık bulursun
if i could rewind
eğer herşeyi geri alsaydım,
then i’d re-live my life again
hayatımı tekrar yaşardım
and sit and hold my nans hands
otur ve ellerinde tut
while she felt the pain
o açı çekerken
and say hello to old mates
eski arkadaşlarına, merhaba de
behind the pearly gates
inciden yapılmış kapının gerisinde
given the chance to glance
değişime bir göz at
back at my childish face
benim çocuksu yüzümün gerisinde
i’d try and smile the way i smiled just like a child again
denerdim ve bu şekilde, tıpkı bir çocuk gibi gülümserdim
before i had to say goodbye to anybody
herkese hoşçakal demek zorunda olmadan once,
and the loved ones i’ve lost all had life within their bodies
ve aşk, aşık olduklarımdan birinin bedeninde, bütün hayatımı kaybettim
my side was less lonley then
benim tarafım, daha az yalnızdı
you wanna cry
ağlayacaksım
well come and hold me then
hoÅŸgeldin ve beni tekrar tut
i think i need the blessing of some holy
sanırım, beni tanrının kutsamasına ihtiyacım var
’cause everything is different
çünkü her şey farklı
now i’d really like to tell you how
şimdi, gerçekten bunun nasıl olduğunu san söylemek isterdim
how I wanted you here by my side
burda yanıbaşımda olmanı nasıl isterdim.
i know what i said but i lied
ne söylediğimi biliyorum ama yalan söyledim
it looked like i laughed but i cried
belki gülüyor gibiydim ama ağladım
but i wish i could push rewind
ama keşke tekrar başa dönebilsem
if i had minutes on my hand
eğer elimde bir kaç dakika olsaydı,
just like a time piece
sadece bir parça zaman
i’d turn the clocks back and maybe try to find peace
zamanı geri çevirirdim ve belki biraz huzur bulmaya çalışırdım
as well as my ID
yapabildiÄŸim kadar
so rewind me
o zaman beni geri döndür
just like a video cassette
sadece bir video kaseti gibi
’cause i’m upset that I aint seen
seni göremediğim için üzgünüm
some faces in a while
birden bir kaç yüz
just apparitions in my dream
sadece rüyamda gördüğüm bir olay
that ends abruptly when
ansızın son bulduğunda
they try to hug me through the screen
onlar bana ekranın içindne sarılmaya çalışıyor
of smotke that’s engulfing me
beni bir anda girdaba çektiler
like the coastline with it’s high tide
büyük bir gelgiti olan, denizkenarı gibiydi
and you can see the sands and the oceans meet
ve kumları görebilirsin ve okyanusla buluşur
no one told me when this ride began to hold my seat
hareket başladığında, bir yere oturman gerektiğini bana kimse söylemedi
time flies like Emmet Brown was in the drivers seat
Emmet Brown arabayı sürüyormuş gibi zaman uçup gitti
you talk of irony
Ironic bir ÅŸekilde konuÅŸuyorsun
well now i’m lonely
Çok iyi biliyorsun, ben yalnızım
but i’m searchind for my privacy
Ama özel hayatımı arıyorum
this life wont comply with me
Hayat benimle uyumlu deÄŸil
i think i need some dead relatives eit
Sanırım bir kaç ölü akrabaya ihtiyacım var
her side of me
onun yanına
to keep me company and guide me through the library
beni şirkette tut ve kütüphanenin içinde, rehberim ol
of never ending stories
bu hikayenin sonu deÄŸil
full of lies and deceit
her ÅŸey yalan dolanla dolu
hi ho silver
gümüş
lone ranger riding to the beat
yanlız komando, dövüşe gidiyor
Â
’cause everything is different
çünkü her şey farklı
now i’d really like to tell you how
şimdi, gerçekten bunun nasıl olduğunu san söylemek isterdim
how I wanted you here by my side
burda yanıbaşımda olmanı nasıl isterdim.
i know what i said but i lied
ne söylediğimi biliyorum ama yalan söyledim
it looked like i laughed but i cried
belki gülüyor gibiydim ama ağladım
but i wish i could push rewind
ama keşke tekrar başa dönebilsem
if i could rewind time to its slowest
eğer zamanı yavaşça geri alabilsem
i’d look at life at its heights and its lowest
yaşama daha yüksekten ve alçaktan bakardım
so i could maybe try to recollect
o zaman belki tekrardan biriktirebilirdim
what made me who i am besides a poet
başucumda bir şiir, beni ne yapardı
besides a poet
baÅŸucumda bir ÅŸiir
how I wanted you here by my side
burda yanıbaşımda olmanı nasıl isterdim.
i know what i said but i lied
ne söylediğimi biliyorum ama yalan söyledim
it looked like i laughed but i cried
belki gülüyor gibiydim ama ağladım
but i wish i could push rewind
ama keşke tekrar başa dönebilsem