我們的時光+彩虹下面(Live版) ( Türkçe Çeviri )
**頭頂的太陽 燃燒著青春的餘熱**
Başımızdaki güneş, gençliğin kalan ateşini yakıyor.
**它從來不會放棄 照耀著我們行進**
O asla vazgeçmez, yolumuzu aydınlatmaya devam eder.
**寒冬不經過這裡 那只是迷霧的山林**
Kış buradan geçmez, bu sadece sisli dağ ormanlarıdır.
**走完蒼老的石橋 感到潮溼的味道**
Eski taş köprüden geçtiğimde nemli havanın kokusunu hissediyorum.
**(chorus)**
**翻過那青山 你說你看頭頂斗笠的人們**
O yeşil dağları aştığında, başında hasır şapka olan insanları gördüğünü söyledin.
**海風拂過椰樹吹散一路的風塵**
Deniz rüzgarı palmiyeleri okşayarak yolun tozunu dağıtıyor.
**這裡就像與鬧市隔絕的又一個世界**
Burası, kalabalık şehirden ayrılmış başka bir dünya gibi.
**讓我們疲倦的身體在這裡 長久地停歇 yeah**
Yorgun bedenlerimizi burada uzun süre dinlendirelim, yeah.
**(hook)**
**Yeah-hey**
**(chorus tekrar)**
**翻過那青山 你說你看頭頂斗笠的人們**
O yeşil dağları aştığında, başında hasır şapka olan insanları gördüğünü söyledin.
**海風拂過椰樹吹散一路的風塵**
Deniz rüzgarı palmiyeleri okşayarak yolun tozunu dağıtıyor.
**這裡就像與鬧市隔絕的又一個世界**
Burası, kalabalık şehirden ayrılmış başka bir dünya gibi.
**讓我們疲倦的身體在這裡 長久地停歇**
Yorgun bedenlerimizi burada uzun süre dinlendirelim.
**(verse)**
**廈門的時光是我們的時光**
Xiamen’de geçen zaman bizim zamanımızdır.
**大海的波浪 翻滾著我們的嚮往**
Denizin dalgaları, bizim özlemlerimizle kabarıyor.
**山谷裡何時會再傳來我們的歌聲**
Vadide bizim şarkılarımız ne zaman tekrar yankılanacak?
**那一些歡笑已過去 那些往昔會銘記**
O kahkahalar artık geride kaldı, ama o geçmiş anılar hep hatırlanacak.
**(verse)**
**我們的時光是無憂的時光**
Bizim zamanımız, kaygısız geçen bir zamandır.
**精彩的年月 不會被什麼改寫**
Parlak yıllar, hiçbir şey tarafından değiştirilemez.
**放縱的笑語 時常回蕩在我們耳旁**
Özgürce kahkahalar kulaklarımızda yankılanmaya devam eder.
**那些路上的腳印 永遠不會被掩藏**
O yollardaki ayak izleri asla silinmeyecek.
**(chorus)**
**繼續走吧 再快一點**
Devam edelim, biraz daha hızlı.
**那些神奇的歌聲在把我召喚**
O büyüleyici şarkılar beni çağırıyor.
**(verse)**
**黃昏淹沒倒影中的桅杆**
Gün batımı, suya düşen gemi direğini yutuyor.
**夕陽目送我離開岸**
Güneş batarken beni sahilden uğurluyor.
**經過了烏雲孩子般的天**
Kara bulutlar arasından çocuk gibi bir gökyüzüne geçiyorum.
**看到了月亮的笑臉**
Ve ayın gülümseyen yüzünü görüyorum.
**(chorus)**
**繼續走吧 再快一點**
Devam edelim, biraz daha hızlı.
**熱情的土著人已經把篝火點燃**
Tutkulu yerliler çoktan kamp ateşini yaktı.
**繼續走吧 揮動襯衫**
Devam edelim, gömleklerimizi sallayarak.
**那些神奇的歌聲在把我召喚 yeah**
O büyüleyici şarkılar beni çağırıyor, yeah.
**(bridge)**
**(喝掉杯中的酒暖一暖心房**
Bardaktaki şarabı iç, kalbini ısıt.
**趁著年輕的火焰燒的正旺**
Gençliğin ateşi harlanırken bu anın tadını çıkar.
**拉起低下頭抿嘴笑的姑娘**
Başı eğik, sessizce gülümseyen kızı kaldır.
**編一支花環為她戴在頭上)**
Onun için bir çiçek taç yap ve başına yerleştir.
**(chorus)**
**歌聲悠悠 鼓聲激盪**
Şarkılar usulca yükseliyor, davullar çalıyor.
**跳舞的姑娘牙齒白的像月光**
Dans eden kızın dişleri, ay ışığı gibi bembeyaz parlıyor.
**燒肉飄香 晚風清爽**
Izgara etin kokusu yayılıyor, gece rüzgarı serinletiyor.
**不知不覺人們就唱到了天亮**
Farkında olmadan insanlar sabaha kadar şarkı söylüyor.
**(hook)**
**Ah, ah-ha**
**Ah, ah-ha**
**Ah, ah**
**Ah, ah**
**(outro)**
**拿起我的舊畫筆在紙上**
Eski fırçamı alıp kağıda dokundum.
**卻畫不出那時月亮**
Ama o zamanlardaki ayı çizemiyorum.
**於是我走出自己的心房**
Bu yüzden kendi kalbimden dışarı adım attım.
**才發現很多的慾望**
Ve fark ettim ki çok fazla arzu var.
—
拿起我的舊畫筆在紙上
Eski fırçamı kağıda aldım
卻畫不出那時月亮
Ama o zamanki ayı çizemiyorum
於是我走出自己的心房
Bu yüzden kendi iç dünyamdan dışarı çıktım
才發現很多的慾望
Ve fark ettim ki birçok arzu var