Hey, once upon a younger year
Bir gençlik zamanı
When all our shadows disappeared
Tüm gölgelerimiz kaybolduğu zaman
The animals inside came out to play
Hayvanlar oynamak için dışarı çıktı
Hey, went face to face with all our fears
Bütün korkularımızla yüzleştik
Learned our lessons through the tears
Gözyaşları sayesinde derslerimizi öğrendim
Made memories we knew would never fade
Anılarımızın asla solmayacağını biliyorduk
One day my father-he told me,
Babam bana bir gün dedi ki
“Son, don’t let it slip away.”
“Çocuk, kayıp gitmesine izin verme.”
He took me in his arms, I heard him say,
O beni kollarına aldı, onun söylediklerini duydum,
“When you get older
“Yaşlandığında
Your wild heart will live for younger days
Vahşi kalbin genç günler için yaşayacak
Think of me if ever you’re afraid.”
Eğer korkuyorsan beni düşün.”
He said, “One day you’ll leave this world behind
O dedi,”Bir gün bu arkanda ki dünyayı terk edeceksin
So live a life you will remember.”
Bu yüzden hatırlayacağın bir hayat yaşa”
My father told me when I was just a child
Babam bunları anlattığında çocuktum
These are the nights that never die
Bunlar asla ölmeyen geceler
My father told me
Babam bana söyledi
When thunder clouds start pouring down
Bulutlar yağmur yağdırmaya başladığında
Light a fire they can’t put out
Onlar dışarı ateş yakamaz
Carve your name into those shining stars
Parlayan yıldızların üzerine adını oy
He said, “Go venture far beyond these shores.
O dedi, “Bu kıyıların çok ötesine teşebbüs et
Don’t forsake this life of yours.
Terk etme,bu hayat senin
I’ll guide you home no matter where you are.
Evin nerede olduğu önemli değil,ben  sana rehberlik edeceğim.”