Billie Eilish – LUNCH ( Türkçe Çeviri )
Billie Eilish LUNCH Türkçe Çevirisi
İngilizce Sözler | Türkçe Sözler |
---|---|
I could eat that girl for lunch | O kızı öğle yemeği niyetine yiyebilirim. |
Yeah, she dances on my tongue | Evet, dilimin üzerinde dans ediyor |
Tastes like she might be the one | Tadı o olabilirmiş gibi geliyor. |
And I could never get enough | Ve asla doyamadım |
I could buy her so much stuff | Ona bir sürü şey alabilirim. |
It’s a craving, not a crush, oh | Bu bir özlem, aşk değil. |
“Call me when you’re there” | “Oraya vardığında beni ara.” |
Said, “I bought you something rare” | “Sana nadir bulunan bir şey aldım” dedi. |
And I left it under “Claire” | Ve “Claire “in altında bıraktım. |
So now she’s coming up the stairs | Şimdi merdivenlerden yukarı geliyor. |
So I’m pulling up a chair | Bu yüzden bir sandalye çekiyorum |
And I’m putting up my hair | Ve saçımı topluyorum |
Baby, I think you were made for me | Bebeğim, sanırım sen benim için yaratılmışsın. |
Somebody write down the recipe | Biri tarifi yazsın. |
Been trying hard not to overeat | Aşırı yememek için çok uğraşıyorum. |
You’re just so sweet | Çok tatlısın. |
I’ll run a shower for you like you want | İstediğin gibi senin için duş alacağım. |
Clothes on the counter for you, try ’em on | Kıyafetler tezgahta, deneyin. |
If I’m allowed, I’ll help you take ’em off, huh | Eğer izin verirseniz, onları çıkarmanıza yardım edeceğim. |
I could eat that girl for lunch | O kızı öğle yemeği niyetine yiyebilirim. |
Yeah, she dances on my tongue | Evet, dilimde dans ediyor |
Tastes like she might be the one | Tadı o olabilirmiş gibi geliyor. |
And I could never get enough | Ve asla doyamadım |
I could buy her so much stuff | Ona bir sürü şey alabilirim. |
It’s a craving, not a crush, yeah | Bu bir tutku, aşk değil, evet. |
Oh, I just wanna get her off, oh | Oh, sadece onu çıkarmak istiyorum, oh |
She’s taking pictures in the mirror | Aynada fotoğraf çekiyor. |
Oh my God, her skin’s so clear | Aman Tanrım, cildi çok temiz. |
Tell her, “Bring that over here” | Söyle ona, “Onu buraya getir.” |
You need a seat? I’ll volunteer | Oturmak ister misin? Ben gönüllü olurum. |
Now she’s smiling ear to ear | Şimdi kulaktan kulağa gülümsüyor |
She’s the headlights, I’m the deer | O far, ben geyik |
I’ve said it all before, but I’ll say it again | Daha önce de söyledim, ama tekrar söyleyeceğim |
I’m interested in more than just being your friend | Arkadaşın olmaktan daha fazlasıyla ilgileniyorum. |
I don’t wanna break it, just want it to bend | Kırmak istemiyorum, sadece bükülmesini istiyorum. |
Do you know how to bend? | Nasıl büküleceğini biliyor musun? |
I could eat | Yiyebilirim. |
Eat that girl for lunch | O kızı öğle yemeğinde ye. |
She dances on my tongue | Dilimde dans ediyor |
I know it’s just a hunch | Bunun sadece bir önsezi olduğunu biliyorum. |
But she might be the one | Ama o olabilir |
I could eat | Ben yiyebilirim |
Eat that girl for lunch | O kızı öğle yemeğinde ye. |
Yeah, she | Evet, o |
Tastes like she might be the one | Tadı o olabilirmiş gibi geliyor. |
I could, I could | Yapabilirim, yapabilirim. |
Eat that girl for lunch | O kızı öğle yemeğinde ye. |
Yeah, she, yeah, she | Evet, o, evet, o |
Tastes like she might be the one | Tadı o olabilirmiş gibi geliyor. |
Şarkıda, bir kişinin birine olan ilgisi ve onu nasıl arzuladığı anlatılmaktadır. Şarkının temel mesajı, bu kişinin diğer kişiye olan sevgisini ifade etmek istediği ve onunla ilgilenmek istediğidir. Şarkıda, diğer kişinin güzelliği ve cazibesi övgüyle anlatılmıştır. Aynı zamanda, kişinin diğer kişiye olan tutkusunun sadece romantik bir arzu olmadığı, aynı zamanda derin bir özlem olduğu da vurgulanmıştır. Metinde, şarkının tekrarlanan bir kısmı olan “O kızı öğle yemeği niyetine yiyebilirim” ifadesi de dikkat çekmektedir.