Giriş | We can remember swimming in December | Aralık ayında yüzdüğümüzü hatırlayabiliriz. |
| Heading for the city lights in 1975 | 1975’te şehir ışıklarına doğru ilerliyorduk. |
| We share in each other, nearer than father | Birbirimize ortak olduk, babadan daha yakın. |
| The scent of a lemon drips from your eyes | Limonun kokusu gözlerinden damlıyor. |
Nakarat | We are the people that rule the world | Biz dünyayı yöneten insanlarız. |
| A force running in every boy and girl | Her erkek ve kız çocuğunda dolaşan bir güç. |
| All rejoicing in the world | Dünyada hepimiz seviniyoruz. |
| Take me now, we can try | Şimdi beni al, deneyebiliriz. |
Kıta 1 | For each every other, the feeling was stronger | Her biri için, his daha güçlüydü. |
| The shock hit eleven’, got lost in your eyes | Şok 11’e ulaştı, gözlerinde kayboldum. |
| I can’t do well when I think you’re gonna leave me | Beni terk edeceğini düşündüğümde iyi olamıyorum. |
| But I know I try (I know I try) | Ama denediğimi biliyorum (denediğimi biliyorum). |
| Are you gonna leave me now? | Şimdi beni terk edecek misin? |
| Can’t you be believing now? (Believing now) | Şimdi inanamaz mısın? (Şimdi inanıyorsun). |
Kıta 2 | Can you remember and humanize? | Hatırlayıp insancıllaştırabilir misin? |
| It was still where we’d energized | Enerjimizi topladığımız yerdeydi. |
| Lie in the sand and visualize | Kumda uzan ve hayal et. |
| Like it’s ’75 again | Sanki yeniden 1975’teymişiz gibi. |
Nakarat | We are the people that rule the world | Biz dünyayı yöneten insanlarız. |
| A force running in every boy and girl | Her erkek ve kız çocuğunda dolaşan bir güç. |
| All rejoicing in the world | Dünyada hepimiz seviniyoruz. |
| Take me now, we can try | Şimdi beni al, deneyebiliriz. |
Köprü | I can’t do well when I think you’re gonna leave me | Beni terk edeceğini düşündüğümde iyi olamıyorum. |
| But I know I try (I know I try) | Ama denediğimi biliyorum (denediğimi biliyorum). |
| Are you gonna leave me now? | Şimdi beni terk edecek misin? |
| Can’t you be believing now? (Believing now) | Şimdi inanamaz mısın? (Şimdi inanıyorsun). |
Outro | I know everything about you | Senin hakkında her şeyi biliyorum. |
| You know everything about me | Benim hakkımda her şeyi biliyorsun. |
| Know everything about us | Bizim hakkımızda her şeyi biliyoruz. |
| I can’t do well when I think you’re gonna leave me | Beni terk edeceğini düşündüğümde iyi olamıyorum. |
| But I know I try (I know I try) | Ama denediğimi biliyorum (denediğimi biliyorum). |
| Are you gonna leave me now? | Şimdi beni terk edecek misin? |
| Can’t you be believing now? (Believing now) | Şimdi inanamaz mısın? (Şimdi inanıyorsun). |