Justin Timberlake – Filthy (Türkçe Çeviri)
Justin Timberlake-Filthy (Türkçe Çeviri)
Hey
If you know what’s good
Eğer neyin olduğunu biliyorsan
(If you know what’s good)
(Eğer neyin olduğunu biliyorsan)
If you know what’s good
Eğer neyin olduğunu biliyorsan
(If you know what’s good)
(Eğer neyin olduğunu biliyorsan)
Hey, if you know what’s good
Hey, eğer neyin olduğunu biliyorsan
(If you know what’s good)
(Eğer neyin olduğunu biliyorsan)
Haters gon’ say it’s fake
Nefret ediciler sahte olduğunu söylerler
So real
Çok gerçek
Haters gon’ say it’s fake
Nefret ediciler sahte olduğunu söylerler
So real
Çok gerçek
Haters gon’ say it’s fake
Nefret ediciler sahte olduğunu söylerler
So real
Çok gerçek
All my haters gon’ say it’s fake
Tüm nefret edicilerim sahte olduğunu söylerler
I guess I got my swagger back
Tahmin ediyorum ki benim kasıntımı geri getirdim
Nakarat
I said, put your filthy hands all over me
Pis ellerini üzerime koymanı söyledim
And no, this ain’t the clean version
Ve hayır bu temiz versiyonu değil
And what you gonna do with all that meat?
Ve tüm bu etlerle neler yapmalısın?
Cookin’ up a mean servin’
Pişirdiğin bir yemeği sunabilirsin
No question, I want it
Soru yok, onu istiyorum
Fire up, everybody smokin’
Ateşi yak, herkes sigara içsin
Your friends, my friends
Senin arkadaşların, benim arkadaşlarım
And they ain’t leavin’ till six in the morning (six in the morning)
Ve onlar sabahın altısına kadar ayrılmazlar (sabahın altısı)
Caught a chill, baby, you the coldest
Bir ürperti duydum, bebeğim seni en soğuk olanı
Go far, put ’em on notice
Uzağa git, onları uyar
If you know what I want, then yeah
Eğer ne yapmak istediğimi biliyorsan, sonrası evet
Baby, don’t you mind if I do, yeah
Bebeğim, eğer ne yaparsam yapayım umursamazsan, evet
Exactly what you like times two, yeah
Tamamen , neyi iki kez seversin, evet
Got me singin’, “ooh, ooh”
Bana şarkı söylemeyi ”ooh,ooh”
So baby, don’t you mind if I do
Bu yüzden bebeğim, ne yaparsam yapayım umursamazsın
Look, put your filthy hands all over me
Bak, pis ellerini üzerime koyuyorsun
And no, this ain’t the clean version
ve hayır, bu temiz versiyonu değil
And what you gonna do with all that beast?
Ve tüm bu kötülükle ne yapabilirsin?
Better not leave the cage open
En iyisi mağarayı açık bırakmamak
Huh, walk to me, uh
Huh, benimle yürü, uh
No question, I want it
Soru yok, ben onu isterim
Fire up, everybody smokin’
Ateşi yak, herkes sigara içsin
Your friends, my friends
Senin arkadaşların, benim arkadaşlarım
And they ain’t leavin’ till six in the morning (six in the morning)
Ve onlar sabahın altısına kadar ayrılmazlar (sabahın altısı)
Caught a chill, baby, you the coldest
Bir ürperti duydum, bebeğim seni en soğuk olanı
Got me singin’, “ooh, ooh”
Bana şarkı söylemeyi ”ooh,ooh”
So baby, don’t you mind if I do
Bu yüzden bebeğim, ne yaparsam yapayım umursamazsın
[Bridge]
Come on, break it down!
Gel, onu yık!
If you know what’s good
Eğer neyin olduğunu biliyorsan
(If you know what’s good)
(Eğer neyin olduğunu biliyorsan)
If you know what’s good
Eğer neyin olduğunu biliyorsan
(If you know what’s good)
(Eğer neyin olduğunu biliyorsan)
If you know what’s good
Eğer neyin olduğunu biliyorsan
(If you know what’s good)
(Eğer neyin olduğunu biliyorsan)
Do you see me?
Beni görüyor musun?
Can you find me?
Beni bulabilir misin?
Look closer
Yakına bak
Through the trees
Ağaçların arasından
Do you see it?
Sen onu görebilir misin?
serkan aydin
ne kadar anlamsız ve saçma sapan sözler bunlar böyle…yakışmamış justine