Mustafa – Gaza is Calling ( Türkçe Çeviri )
Mustafa Gaza is Calling Türkçe Sözleri
İngilizce Sözleri | Türkçe Sözleri |
---|---|
“Gaza Is Calling” | “Gazze Çağırıyor” |
Which drug did you take to look at me that way | Bana öyle bakmak için hangi ilacı aldın |
Don’t take it again, but if you do, give me part of your day | Tekrar alma, ama alırsan, bana gününden birazını ver |
I still wear the ring you brought me | Bana getirdiğin yüzüğü hâlâ takıyorum |
It leaves a shadow on my finger | Parmaklarımda bir gölge bırakıyor |
Hit a skinhead with it last winter… | Geçen kış bir skinhead’e onunla vurdum… |
And you would be proud of me | Ve benimle gurur duyardın |
I’m not on my knees anymore | Artık dizlerimin üstünde değilim |
I can’t really feel the floor | Gerçekten zemini hissedemiyorum |
Let’s go up north though you have no will to | Kuzeye gidelim, isteğin olmasa da |
You wanna find the people who want to kill you | Seni öldürmek isteyen insanları bulmak istiyorsun |
There’s a place in your heart that I can’t get into | Kalbinde giremediğim bir yer var |
And Gaza is calling | Ve Gazze çağırıyor |
It’s been years since you’ve been back | Geri döndüğünden beri yıllar geçti |
You can’t keep what’s in your hands | Elindekini tutamıyorsun |
And Gaza is calling | Ve Gazze çağırıyor |
Every time I say your name | Her ismini söylediğimde |
There’s a wall that’s in the way | Bir duvar var yolumuzda |
And we grew up on a street | Ve biz bir sokakta büyüdük |
Where every war meets | Her savaşın buluştuğu yerde |
All our living rooms were aflame | Tüm oturma odalarımız alev aldı |
But you led the way | Ama sen yol gösterdin |
How to hold it all & take the day | Hepsini nasıl tutacağını ve günü nasıl kazanacağını |
You wear that scarf like it’s a vein | O atkıyı bir damar gibi takıyorsun |
Always pack your mothers plates | Hep annenin tabaklarını paketlersin |
You won’t let anything else escape | Başka hiçbir şeyin kaçmasına izin vermezsin |
And I can’t write you a letter | Ve sana bir mektup yazamam |
You don’t know how to read | Okumayı bilmiyorsun |
You won’t listen either | Dinlemeyeceksin de |
So when can I tell you how I feel | O zaman sana nasıl hissettiğimi ne zaman söyleyebilirim? |
How I feel | Nasıl hissettiğimi |
And Gaza is calling | Ve Gazze çağırıyor |
It’s been years since you been back | Geri döndüğünden beri yıllar geçti |
You can’t keep what’s in your hands | Elindekini tutamıyorsun |
And Gaza is calling | Ve Gazze çağırıyor |
Every time I say your name | Her ismini söylediğimde |
There’s a war that’s in the way | Yolumuzda bir savaş var |