[Verse 1] | [1. Kıta] |
I took a trip to the mountains | Dağlara bir yolculuk yaptım |
I took a trip to the sea | Denize bir yolculuk yaptım |
I took a sip from the fountain | Bir yudum aldım pınardan |
I took a pill to be free | Özgür olmak için bir hap aldım |
[Chorus] | [Nakarat] |
And you can say it was drugs | Ve bunun uyuşturucular olduğunu söyleyebilirsin |
You can say it was God | Tanrı olduğunu söyleyebilirsin |
You can say it was aliens | Uzaylılar olduğunu söyleyebilirsin |
You can say I’ve lost the plot | Akıl sağlığımı yitirdiğimi söyleyebilirsin |
You can say I’m a dreamer | Hayalperest olduğumu söyleyebilirsin |
You can say I’m too far gone | Çok uzaklara gittiğimi söyleyebilirsin |
But I saw somethin’ out there | Ama dışarıda bir şey gördüm |
So call it what you want | Yani buna istediğini söyle |
Mm | Hm |
[Verse 2] | [2. Kıta] |
I spent a week in the jungle | Ormanda bir hafta geçirdim |
Swore I came out a new man | Yeniden doğmuş biri olarak çıktığıma yemin ederim |
Back to LA, I was humbled | LA’ye döndüğümde alçakgönüllüydüm |
Turns out I don’t understand | Anlamadığım ortaya çıktı |
[Chorus] | [Nakarat] |
You can say it’s love | Aşk olduğunu söyleyebilirsin |
You can say it’s a cult | Bir tarikat olduğunu söyleyebilirsin |
You can always blame the woman | Hep kadını suçlayabilirsin |
It’s gotta be her fault | Suç onun olmalı |
You can say I’m a dreamer | Hayalperest olduğumu söyleyebilirsin |
You can say I’m too far gone | Çok uzaklara gittiğimi söyleyebilirsin |
But I feel somethin’ different | Ama farklı bir şey hissediyorum |
So call it what you want | Yani buna istediğini söyle |
Ooh, call it what you want | Ooh, istediğin gibi adlandır |
[Bridge] | [Köprü] |
Some days, I take things way too far | Bazı günler, işleri fazla abartıyorum |
Some days, I have a change of heart | Bazı günler, fikrimi değiştiriyorum |
So say what you need to say | Bu yüzden söylemen gerekeni söyle |
[Chorus] | [Nakarat] |
You can say I’m too young | Çok genç olduğumu söyleyebilirsin |
You can say I’m too old | Çok yaşlı olduğumu söyleyebilirsin |
You can say I like girls or boys | Kızları ya da erkekleri sevdiğimi söyleyebilirsin |
Whatever fits your mold | Sana ne uygunsa |
You can say I’m a dreamer | Hayalperest olduğumu söyleyebilirsin |
You can say I’m too far gone | Çok uzaklara gittiğimi söyleyebilirsin |
But I’ve never been better | Ama hiç bu kadar iyi olmamıştım |
So call it what you want | Yani buna istediğini söyle |