Melanie Martinez – VOID (Türkçe Çeviri)
melanie martinez void türkçe çeviri
In the void, in the void
In the void, in the void
Boşlukta, boşlukta
Boşlukta, boşlukta
Baby, I’m spinning ’round the corner
It’s tasting kind of lonely and my mind wants to control me
Ah-ah-ah-empty, there’s rotten things left in me
Injected by society, no one here but me to judge me
Bebeğim, köşede dönüyorum
Biraz yalnızım ve zihnim beni kontrol etmek istiyor
Ah-ah-ah-boş, içimde çürümüş şeyler kaldı
Toplum tarafından aşılandım, burada benden başka beni yargılayacak kimse yok
Pipe down with the noise, I cannot bear my sorrow
I hate who I was before
I fear I won’t live to see the day tomorrow
Someone tell me if this is Hell
Gürültüyle sus, kederime dayanamıyorum
Daha önce olduğum kişiden nefret ediyorum
Korkarım yarını görecek kadar yaşayamayacağım
Biri bana bunun cehennem olup olmadığını söylesin
I got to escape that void
There is no other choice, yeah
Tryna turn down the voices
The void ate me
Look at the mess I’ve done
There is nowhere to run, yeah
Holding a loading gun, the void
O boşluktan kaçmalıyım
Başka seçenek yok, evet
Sesleri kısmaya çalışıyorum
Boşluk beni yedi
Yaptığım dağınıklığa bak
Kaçacak yer yok, evet
Dolu bir tabanca tutuyorum, boşluk
Like a priest behind confession walls, I judge myself
Kneeling on a metal grater
Bloody like a body that has died and it’s myself
Tangled in my own intestines
I got to escape the void
There is no other choice, yeah
Got to escape the void
Günah çıkarma duvarlarının ardındaki bir rahip gibi, kendimi yargılıyorum
Metal rende üzerinde diz çökmüş halde
Ölmüş bir vücut gibi kanlı ve o benim
Kendi bağırsaklarımda dolaşan
Boşluktan kaçmalıyım
Başka seçenek yok, evet
Boşluktan kaçmam lazım
So strange, I’m trying to find a doorway
My eyes are staring at me, and they seem so damn unhappy
C-c-c-c-collect my fickle insecurities, and turn them into beauty
Alchemize the dark within me-ee
Çok garip, bir kapı bulmaya çalışıyorum
Gözlerim bana bakıyor ve çok mutsuz görünüyorlar
Kararsız güvensizliklerimi topla ve onları güzelliğe dönüştür
İçimdeki karanlığı simya haline getir
Pipe down with the noise, I cannot bear my sorrow
I hate who I was before
I fear I won’t live to see the day tomorrow
Someone tell me if this is Hell
Gürültüyle sus, kederime dayanamıyorum
Daha önce olduğum kişiden nefret ediyorum
Korkarım yarını görecek kadar yaşayamayacağım
Biri bana bunun cehennem olup olmadığını söylesin
I got to escape that void
There is no other choice, yeah
Tryna turn down the voices
The void ate me
Look at the mess I’ve done
There is nowhere to run, yeah
Holding a loading gun, the void
O boşluktan kaçmalıyım
Başka seçenek yok, evet
Sesleri kısmaya çalışıyorum
Boşluk beni yedi
Yaptığım dağınıklığa bak
Kaçacak yer yok, evet
Dolu bir tabanca tutuyorum, boşluk
Like a priest behind confession walls, I judge myself
Kneeling on a metal grater
Bloody like a body that has died and it’s myself
Tangled in my own intestines
Günah çıkarma duvarlarının ardındaki bir rahip gibi, kendimi yargılıyorum
Metal rende üzerinde diz çökmüş halde
Ölmüş bir vücut gibi kanlı ve o benim
Kendi bağırsaklarımda dolaşan
I got to escape that void
There is no other choice, yeah
Tryna turn down the voices
The void ate me
Look at the mess I’ve done
There is nowhere to run, yeah
Holding a loading gun, the void
O boşluktan kaçmalıyım
Başka seçenek yok, evet
Sesleri kısmaya çalışıyorum
Boşluk beni yedi
Yaptığım dağınıklığa bak
Kaçacak yer yok, evet
Dolu bir tabanca tutuyorum, boşluk