Migos – Stir Fry (Türkçe Çeviri)
Dance with my dogs in the nighttime (wroof)
Trap nigga with the chickens like Popeye’s (Popeye’s)
Money changin’ colors like tie-dye (tie-dye)
I’m just tryna get it, I ain’t tryna die (no)
She got a big ol’ onion booty, make the world cry (cry)
In the kitchen, wrist twistin’ like it’s stir fry (whip it)
Hold them bands down (hey), hold your mans down (hey)
Who told you come around? (Who?), this that trap sound (trap)
Designer, clothes (clothes), fashion, shows (shows)
Trap, house (house), made of, gold (gold)
Control the bag now (control it) no need to brag now (no need)
Ayy, put the mask down (mask), we livin’ fast now (fast)
Finest, hoes (finest), wrist, froze (hoes)
We can, go (we can), coast to, coast (coast)
Gece vakti köpeklerimle dans ediyorum
Avcı zenci Popeye’s ın ki gibi tavuklarla (uyuşturucuyu kast ediyor)
Paranın rengi kumaş rengi gibi değişiyor
Sadece anlamaya çalışıyorum ölmeye değil
Onun soğan gibi kalçaları var, tüm dünyayı ağlatıyor
Mutfakta, sanki yüksek ateşte yemek pişiriyormuş gibi bileklerini büküyor
Kayışlarını iyi tut, gözlerinizi erkeklerinizden ayırmayın
Kim çıkıp gelmeni söyledi? İşte bu avlayan bir melodi
Tasarımcı kıyafetleri, moda şovları
Altından yapılmış tuzak dolu bir ev
Çantayı şimdi kontrol et övünmeye gerek yok
Maskeleri tak, artık hızlı yaşıyoruz
En güzel kadınlar, bileklerim donuyor (pahalı pırlantalardan dolayı)
Gidebiliriz, gidebiliriz, kıyıdan, kıyıdan
Keep watchin’ me whip up
Still be real and famouuuuus, yeah
Dance with my dogs in the nighttime (woo, woo, woo, wroof)
In the kitchen, wrist twistin’ like it’s stir fry
In the kitchen, wrist twistin’ like it’s stir fry
In the kitchen, wrist twistin’ like it’s stir fry
In the kitchen, wrist twistin’ like it’s stir fry
Hızlanmamı izlemeye devam et
Hala gerçekçi ve şöhretliyim
Gece vakti köpeklerimle dans ediyorum
Mutfakta, sanki yüksek ateşte yemek pişiriyormuş gibi bileklerini büküyor(büküyorum)
Mutfakta, sanki yüksek ateşte yemek pişiriyormuş gibi bileklerini büküyor
Mutfakta, sanki yüksek ateşte yemek pişiriyormuş gibi bileklerini büküyor
Mutfakta, sanki yüksek ateşte yemek pişiriyormuş gibi bileklerini büküyor
Offset!
Gon’ whip it, intermission, let the birds fly (brrr)
I get money, tunnel vision through my third eye (money)
In that skillet, watch me flip it like it’s Five Guys (flip it)
Look at my pilgrim, check out the ceilin’, look at the blue sky (skrrt)
Icy Patek, check, yeah, boogers, they sit on my neck (ice)
I don’t regret shit, yeah, I’m paid and I don’t got a debt (hah)
You crawl ‘fore you walk, you can’t ball every week
For my dogs ‘hind the wall, we gon’ ball when you free (ball)
Stop watchin’ me, democracy, you wanna copy me (you watchin’)
Life’s Monopoly, go cop me some land and some property (property)
AP, Rolls (Rolls), pink diamonds, whoa (whoa)
Whip up the soda, diamonds off the Royce (hey)
Offset!
Kamçıla dur ve bırak kuşlar uçsun
Param var, üçüncü gözümde (altıncı hissimde) tünel görüşü var
Bu tavada Five Guys*’taki (fast-food restoran zinciri) gibi fırlatışımı izle
Yolcuma bir bak, tavanı kontrol et, gökyüzüne bak
Icy Patek (saat markası), bak, evet, elmaslar boynumda dizili
Yürümeden önce emeklersin, her hafta tonlarca para harcayamazsın
Duvarın arkasındaki köpeklerim için, sen özgür kaldığında iyi vakit geçireceğiz
Beni izlemeyi bırak,demokrasi, beni kopyalamaya çalışıyorsun
Hayat bir Monopoly (oyun çeşidi), git ve bana biraz yer ve mülk ara
AP (saat markası), Rolls (araba markası), pembe elmaslar
Sodayı çalkala, Royce elmaslarla kaplı
Keep watchin’ me whip up
Still be real and famouuuuus, yeah
Dance with my dogs in the nighttime (wroof)
In the kitchen, wrist twistin’ like it’s stir fry (whip it)
In the kitchen, wrist twistin’ like it’s stir fry (whip it)
In the kitchen, wrist twistin’ like it’s stir fry (whip it)
In the kitchen, wrist twistin’ like it’s stir fry (wroof)
In the kitchen, wrist twistin’ like it’s stir fry (whip it)
In the kitchen, wrist twistin’ like it’s stir fry (whip it)
In the kitchen, wrist twistin’ like it’s stir fry (whip it)
In the kitchen, wrist twistin’ like it’s stir fry (whip it)
Hızlanmamı izlemeye devam et
Hala gerçekçi ve şöhretliyim
Gece vakti köpeklerimle dans ediyorum
Mutfakta, sanki yüksek ateşte yemek pişiriyormuş gibi bileklerini büküyor(büküyorum)
Mutfakta, sanki yüksek ateşte yemek pişiriyormuş gibi bileklerini büküyor
Mutfakta, sanki yüksek ateşte yemek pişiriyormuş gibi bileklerini büküyor
Mutfakta, sanki yüksek ateşte yemek pişiriyormuş gibi bileklerini büküyor
Mutfakta, sanki yüksek ateşte yemek pişiriyormuş gibi bileklerini büküyor
Mutfakta, sanki yüksek ateşte yemek pişiriyormuş gibi bileklerini büküyor
Mutfakta, sanki yüksek ateşte yemek pişiriyormuş gibi bileklerini büküyor
Mutfakta, sanki yüksek ateşte yemek pişiriyormuş gibi bileklerini büküyor
In the kitchen, curry chicken, call it stir fry
Takeoff, I’m the bird keeper, let the birds fly
Why you tryna take my prize? You a dead guy
Of course, I gotta keep a watch out through my bird eye
No casket, drop dead fresh and I got dead guys
Don’t discriminate, ball players come in all sizes
Finger roll, post move or the pick and roll
They mad the way we win, they think we used a cheat code
Why you keep lookin’ at me?
I feel like niggas got static
It must be the Patek
Pockets blue cheese, I’m in the kitchen
Mutfakta, körili tavuk, yüksek ateşte kızartma de buna
Takeoff (Söndür), ben kuş bakıcısıyım, bırak kuşlar uçsun
Neden ödülümü almaya çalışıyorsun? Sen ölü bir adamsın
Tabi, kuş bakışı olarak bakmam lazım
Tabutsuz, ölü tazeliği getir, ölü adamlar bende
Ayrım yapmayın, topçular tüm ölçülere uyar
Parmaklar yuvarlanıyor, atış sonrası hareket ya da kap ve yuvarla
Kazanışımızdan nefret ediyorlar, hile kodu kullandığımızı düşündüler
Neden bana bakıp duruyorsun?
Zencilerin düşmanları olduğunu hissediyorum
Patek (pahalı marka saat) yüzünden olmadı
Cepler mavi peynirlerle dolu (mavi yüz dolarlık), ben mutfaktayım
In the kitchen, wrist twistin’ like it’s stir fry (whip it)
In the kitchen, wrist twistin’ like it’s stir fry (whip it)
In the kitchen, wrist twistin’ like it’s stir fry (whip it)
In the kitchen, wrist twistin’ like it’s stir fry (whip it)
Keep watchin’ me whip up
Still be real and famouuuuus, yeah
Dance with my dogs in the nighttime (wroof)
In the kitchen, wrist twistin’ like it’s stir fry (whip it)
In the kitchen, wrist twistin’ like it’s stir fry (whip it)
In the kitchen, wrist twistin’ like it’s stir fry (whip it)
In the kitchen, wrist twistin’ like it’s stir fry (wroof)
Mutfakta, sanki yüksek ateşte yemek pişiriyormuş gibi bileklerini büküyor(büküyorum)
Mutfakta, sanki yüksek ateşte yemek pişiriyormuş gibi bileklerini büküyor
Mutfakta, sanki yüksek ateşte yemek pişiriyormuş gibi bileklerini büküyor
Mutfakta, sanki yüksek ateşte yemek pişiriyormuş gibi bileklerini büküyor
Hızlanmamı izlemeye devam et
Hala gerçekçi ve şöhretliyim
Gece vakti köpeklerimle dans ediyorum
Mutfakta, sanki yüksek ateşte yemek pişiriyormuş gibi bileklerini büküyor(büküyorum)
Mutfakta, sanki yüksek ateşte yemek pişiriyormuş gibi bileklerini büküyor
Mutfakta, sanki yüksek ateşte yemek pişiriyormuş gibi bileklerini büküyor
Mutfakta, sanki yüksek ateşte yemek pişiriyormuş gibi bileklerini büküyor
Stir fry*:bol yağda sebze ya da etleri çevirerek yüksek sıcaklıkta kızartma/kavurma
What do you think?
It is nice to know your opinion. Leave a comment.