Türkiye, sanatçıların kendini kanıtlaması açısından yüksek bir kritere ve market değerine sahip sayılı ülkelerden biri. Hal böyle olunca yabancı sanatçıların da uğrak noktalarından biri oluyor. Özellikle de Balkan sanatçıların gerek konser tarihlerinde, gerek reklam planlamalarında baş köşede yerini alıyor.

İşte Kate Linn de ülkemize önem veren ve ülkemizden aynı derecede önem gören sanatçılardan birisi. Genç yetenek, son parçası ”Your Love” ile dikkatleri bir kez daha üzerine çekmişken biz de kendisine sorularımızı sormaya başlıyoruz.

Merhaba Kate! Bizimle röportaj yapmayı kabul ettiğin için teşekkürler. İlk olarak, nasıl gidiyor?

Merhaba! Sizinle röportaj yapmak benim için de bir zevk. Çok iyiyim, teşekkürler. Şarkı söylüyorum, ders çalışıyorum, seyahat ediyorum.

Sadece 21 yaşındasın ama Youtube’da videoların milyonlar tarafından izleniliyor. Bu nasıl hissettiriyor?

Çok minnettar hissediyorum. Müziğimin bu kadar çok kişi tarafından takdir edildiğini görmek ve daha da ötesinde müziklerimi dinlerken ya da videolarımı izlerken daha fazla insanın gülümsemesi için yaşlanmak istiyorum.

Hadi son teklin ‘’Your Love’’ hakkında konuşalım. Bu teklinin arka planını bize biraz anlatır mısın? Bu şarkıyı yazarken nasıl hissediyordun?

Your Love kalbimde yeri çok büyük olan bir şarkı. Hayatımda zor bir süreç vardı ve kendimi bulmaya çalışıyordum. Ve bu yüzden bazı hisleri kağıda döktüm. Sonra prodüktörüm bunun bir şarkı olabileceği fikrini verdi ve ben bundan çok etkilendim. Bu yüzden bunu bir şarkı sözüne dönüştürmeye başladım. Böylelikle ‘’Your Love’’ doğdu. Bu şarkı bir sonu bitirme ve yeni bir şeye başlama hakkında. Birini kaybettikten sonra aşkı bulmak adına herkes için umut vardır.

Çıkardığı dersleri ve kazandığı tecrübeleri hakkında olduğunu öğrendiğimiz şarkıyı yazılış amacını bilerek dinlemek daha da bir keyif veriyor.

Gerçekten çok yetenekli bir sanatçı olduğunu düşünüyorum. Bunu ne zaman fark ettin?

Ah çok teşekkür ederim! Ben altı yaşındaydım, annem ve büyükannem beni (Benim isteğimle hahaha) yazın müzik kampına gönderdiler. Bu çok eğlenceliydi ve müziğe karşı olan tutkumu keşfettim, ve hepsi orada başladı. Şarkı söylerken çok eğleniyorum ve kabuğumdan çıkmaya başlıyorum. Ben çok utangaç bir çocuktum ve şarkı söylemek benim sosyalleşmeme yardım etti. O zamandan beri şarkı söylemeyi seviyorum.

Kendisinin müzisyen olma isteğinin nereden geldiğini öğrendikten sonra Chris Thrace ile iş birliği yaptığı Zaynah isimli parçasını birlikte akustik seslendirdikleri videosuna denk gelmek çok hoş oluyor. Böylelikle, hangisinin daha zor olduğunu sormaktan geri durmuyoruz.

Akustik performanslarını dinlediğimizde sesini ne kadar iyi kullandığını görüyoruz. Sence akustik performanslar mı daha zor yoksa stüdyo tarzında söylemek mi?

Bence akustik söylemek daha zor ama aynı şekilde daha güzel. Bu şarkının ham portresini ve sanatçının sesini daha dolgun gösteriyor. Sadece gitarla söylemeyi çok seviyorum.

Şarkılarının daha çok elektronik dans müziği tarzında olduğunu görüyoruz. EDM senin kişiliğinin bir parçası mı yoksa bu senin vahşi tarafın mı?

Bu en çok bağlı hissettiğim tarz. Müziğin birçok tarzını dinledim ama bu tarz benim kalbime en yakın olanıydı ve ben şarkı yazmayı düşündüğüm zaman zihnimde onları anında EDM kategorisine koyuyorum hahaha.

Sanatçıların bütün diskografilerine hem beste, hem söz yazarlığı hem de icra yönünden etki etmesi oldukça nadir rastlanan bir durum.

Çoğunlukla kendi şarkılarını kendin yazıyorsun. En büyük motivasyonun nedir?

En büyük motivasyonum hislerim ve neler yaşadığım. Hayat sana birçok şey öğretir ve bu benim için harika ilham bir kaynağı oluyor.

Bizimle kariyer hedeflerini paylaşır mısın? Yani demek istediğim, biz ne zaman ‘’Kate gerçekten başardı!’’ demeliyiz?

Çok çalışıyorum ve her sanatçı gibi çok şey başarmak istiyorum. Her seferinde kendimi aşıyorum. Bebek adımlarıyla da olsa çalıştığım şeyi alacağım. Bence tek seferlik başarı geçerli değil. Eğer bir şeyi yeterince çok istiyorsanız onu elde edersiniz. Ben sadece hayallerimi takip ediyorum.

Sence sanatçı olmanın en iyi yanı nedir?

Benim için sanatçı olmanın en iyi yanı sahnede olmak ve insanların kağıda döktüğüm sözleri hep birlikte benimle söylemesi. Bu dünya üzerindeki en iyi his. Bunun için yaşıyorum.

Sosyal medyada herkesin herkes hakkında yorumu var. Eminim ki iyi yorumların yanında kötü yorumlar da alıyorsundur. Bununla nasıl başa çıkıyorsun?

Zaman zaman kötü yorumlar alıyorum. Onlardan etkilenmemeye çalışıyorum fakat o kişiye ne zaman bir şey söylemem gerektiğini hissetsem bunu mümkün olduğunca en kibar şekilde, incitmeden yapmaya çalışıyorum. Bazı insanlar duygularımı incitmeye çalışıyor ve kaba yorumlarla insanları yıkmaya çalışıyorlar, uzun vadede kişiyi nasıl etkileyeceğini düşünmeden bunu yapıyorlar. Ve ben gerçekten kim olduğuma odaklanmaya çalışıyorum.

Ve bir de…

En son şarkını 2017’de yayınladın ve biz şimdiden seni özledik. Yakın zamanda yeni şarkı gelecek mi? Söz veriyorum bu aramızda kalacak 😉

Haha, eminim ki sırrım sizde güvende olacak! Üstünde çalıştığım projelerim var, ama başka bir şey söyleyemem! Beklemek zorundasınız ve göreceksiniz!

Türkiye ile içli dışlı olduğunu bildiğimizden, o malum soruyu sormadan röportajı tabii ki de bitirmeyeceğiz;

Birkaç ay önce İstanbul’daydın. İstanbul’u sevdin mi? Türkiye’de en çok neyi sevdin?

Sayabileceğimden fazla kez İstanbul’da bulundum, ama her seferinde ilk kezmiş gibi hissediyorum. Her seferinde daha daha fazla güzel insanlara ve külürlerine aşık oluyorum. İkinci evimmiş gibi hissediyorum. Türkiye’de en çok sevdiğim şey insanların misafirperverliği ve sıcakkanlılıkları. Türkiye’yi ve Türkleri çok seviyorum!!