cheat codes, matt stell – when you know türkçe çeviri

These small-town streets
That got eyes on you and I
We’re just doin’ our thing
Guess our love just ain’t their style
I’m a rollin’ stone
You’re a little gypsy child
They say we’re gonna burn out
But they ain’t ever seen a fire this wild, wild, wild

Bu küçük kasaba sokaklarının
Gözleri senin ve benim üzerimizde
Biz sadece işimizi yapıyoruz
Sanırım aşkımız onların tarzı değil
Ben hiç durmayan biriyim
Sen küçük bir çingene çocuğusun
Yanacağımızı söylüyorlar
Ama hiç bu kadar vahşi, vahşi, vahşi bir ateş görmediler

Them haters, nay sayers
They say we don’t look good on paper

Nefret edenler, hayır diyenler
Kağıt üzerinde iyi görünmediğimizi söylüyorlar

But when it’s in your heartbeat
Way down in your bones
When you’d rather die than try to let it go
Everything just makes sense, even when it don’t
It’s just a feeling, don’t need a reason
‘Cause when you know you know
When you know you know
When you know you know you know you know, no no

Ama o senin kalp atışındayken
İliklerine kadarken
Gitmesine izin vermektense ölmeyi tercih ettiğinde
Her şey mantıklı geliyor, öyle olmadığında bile
Bu sadece bir his, bir nedene gerek yok
Çünkü bildiğin zaman biliyorsun
Bildiğini bildiğinde
Bildiğini bildiğinde bildiğini bildiğini bildiğinde, hayır hayır

Something comes over me
When it comes to you and I
Those lips on me, it feels so free
I swear girl I could fly
I’m all in, we’re touchin’
Ain’t nothing gonna change my mind

Üzerime bir şey geliyor
Sen ve ben söz konusu olduğunda
Üzerimdeki o dudaklar, çok özgür hissettiriyor
Yemin ederim kızım uçabilirim
Tamamen varım, dokunuyoruz
Hiçbir şey fikrimi değiştirmeyecek

But when it’s in your heartbeat
Way down in your bones
When you’d rather die than try to let it go
Everything just makes sense, even when it don’t
It’s just a feeling, don’t need a reason
‘Cause when you know you know
When you know you know
When you know you know you know you know, no no
When you know you know

Ama o senin kalp atışındayken
İliklerine kadarken
Gitmesine izin vermektense ölmeyi tercih ettiğinde
Her şey mantıklı geliyor, öyle olmadığında bile
Bu sadece bir his, bir nedene gerek yok
Çünkü bildiğin zaman biliyorsun
Bildiğini bildiğinde
Bildiğini bildiğinde bildiğini bildiğini bildiğinde, hayır hayır
Bildiğini bildiğinde, bildiğini bildiğinde
Bildiğini bildiğinde

When it’s in your heartbeat
Way down in your bones
When you’d rather die than try to let it go
Everything just makes sense, even when it don’t
It’s just a feeling, don’t need a reason
‘Cause when you know you know
When you know you know
When you know you know you know you know, no no
When you know you know
When you know you know you know you know, no no

Ama o senin kalp atışındayken
İliklerine kadarken
Gitmesine izin vermektense ölmeyi tercih ettiğinde
Her şey mantıklı geliyor, öyle olmadığında bile
Bu sadece bir his, bir nedene gerek yok
Çünkü bildiğin zaman biliyorsun
Bildiğini bildiğinde
Bildiğini bildiğinde bildiğini bildiğini bildiğinde, hayır hayır
Bildiğini bildiğinde, bildiğini bildiğinde
Bildiğini bildiğinde