INJI – NICE TO MEET YA ( Türkçe Çeviri )
INJI NICE TO MEET YA Türkçe Sözleri
İngilizce Sözleri | Türkçe Sözleri |
---|---|
Oh, my love, my love | Ah, aşkım, aşkım |
How hard it is that I must leave | Ayrılmam gerektiği ne kadar zor |
But I simply must | Ama zorunda olduğum için |
International bitch, I’ve been up gettin’ lit | Uluslararası cadı, ışıldıyorum |
Change it up on my hinge, darling open these gifts | Farklı bir tavır takınıyorum, tatlım, bu hediyeleri aç |
Ankara to Dubai, first class when I fly | Ankara’dan Dubai’ye, uçarken birinci sınıf |
Baby, don’t even try, only here for the night | Bebeğim, deneme bile, sadece gece için buradayım |
Now that he’s seen how I move | Şimdi nasıl hareket ettiğimi gördü |
Know just what he ’bout to do | Ne yapacağını biliyor |
He said, “It’s nice to meet ya”, I wouldn’t even know | “Tanıştığımıza memnun oldum” dedi, bilmiyordum bile |
Been sippin’ on tequila, so please don’t get me wrong | Tekila içiyorum, yanlış anlama lütfen |
“Oh, baby, will I see you tomorrow?”, I said, “You probably won’t” | “Oh, bebeğim, yarın seni görecek miyim?” dedi, “Muhtemelen hayır” dedim |
O zaman hadi yallah, goodbye and adios | O zaman hadi yallah, hoşça kal ve adios |
(Lala-lala-lalala) | (Lala-lala-lalala) |
(Lala-lala-lalala) | (Lala-lala-lalala) |
(Lala-lala-lalala) | (Lala-lala-lalala) |
O zaman hadi yallah, goodbye and adios | O zaman hadi yallah, hoşça kal ve adios |
He will not go where I go, London to Chicago | O benim gittiğim yere gitmeyecek, Londra’dan Chicago’ya |
Got hella pull in İstanbul, but not in Santiago | İstanbul’da çok çekişim var, ama Santiago’da değil |
Morocco to Cape Town, they all know my face now | Fas’tan Cape Town’a, şimdi herkes yüzümü tanıyor |
On me like a [?], boy, it’s all about the chase now | Benim üzerimde, oğlum, artık her şey kovalamakla ilgili |
Now that he’s seen how I move | Şimdi nasıl hareket ettiğimi gördü |
Know just what he ’bout to do | Ne yapacağını biliyor |
He said, “It’s nice to meet ya”, I wouldn’t even know | “Tanıştığımıza memnun oldum” dedi, bilmiyordum bile |
Been sippin’ on tequila, so please don’t get me wrong | Tekila içiyorum, yanlış anlama lütfen |
“Oh, baby, will I see you tomorrow?”, I said, “You probably won’t” | “Oh, bebeğim, yarın seni görecek miyim?” dedi, “Muhtemelen hayır” dedim |
O zaman hadi yallah, goodbye and adios | O zaman hadi yallah, hoşça kal ve adios |
(Lala-lala-lalala) | (Lala-lala-lalala) |
(Lala-lala-lalala) Goodbye and adios | (Lala-lala-lalala) Hoşça kal ve adios |
(Lala-lala-lalala) | (Lala-lala-lalala) |
O zaman hadi yallah, goodbye and adios (Flyana Boss, bitch) | O zaman hadi yallah, hoşça kal ve adios (Flyana Boss, cadı) |
Ayy, just flew in from Lagos | Ayy, Lagos’tan yeni uçtum |
Get bags for a show, big owo | Bir gösteri için çantaları al, büyük para |
I get flewed out when I want to (Uh-huh) | İstediğimde uçarım (Uh-huh) |
If it’s not first class, it’s a no-go (Yeah) | Eğer birinci sınıf değilse, olmaz (Evet) |
Yeah, touchdown in Geneva (Touchdown) | Evet, Cenevre’ye iniş (İniş) |
Ice on me cold like Switzer’ (Ooh) | Üzerimde buz gibi, İsviçre gibi (Ooh) |
Do the most, I’m a overachiever (Yeah) | En iyisini yap, ben bir üstün başarı göstericiyim (Evet) |
See my face, now he a believer | Yüzümü gördü, şimdi o bir inanan |
Me and my broads travel abroad (That’s right) | Ben ve kızlarım yurtdışına seyahat ederiz (Doğru) |
My jet bring the boys to the yard (Uh-huh) | Jetim oğlanları avluya getirir (Uh-huh) |
Mile-high club, droppin’ your jaws | Mile-high club, çenelerinizi düşürüyor |
Next stop you can touch my heart | Bir sonraki durak kalbime dokunabilirsin |
He said, “It’s nice to meet ya”, I wouldn’t even know | “Tanıştığımıza memnun oldum” dedi, bilmiyordum bile |
Been sippin’ on tequila, so please don’t get me wrong | Tekila içiyorum, yanlış anlama lütfen |
“Oh, baby, will I see you tomorrow?”, I said, “You probably won’t” | “Oh, bebeğim, yarın seni görecek miyim?” dedi, “Muhtemelen hayır” dedim |
O zaman hadi yallah, goodbye and adios | O zaman hadi yallah, hoşça kal ve adios |
(Lala-lala-lalala) Yeah, yeah, yeah, okay | (Lala-lala-lalala) Evet, evet, evet, tamam |
(Lala-lala-lalala) Goodbye and adios | (Lala-lala-lalala) Hoşça kal ve adios |
(Lala-lala-lalala) Ooh, let’s go, let’s go, let’s go | (Lala-lala-lalala) Ooh, hadi gidelim, gidelim, gidelim |
O zaman hadi yallah, goodbye and adios | O zaman hadi yallah, hoşça kal ve adios |