Met you on a trip to the Joshua Tree | Joshua Tree’ye bir yolculukta seninle tanıştım |
You got in my mind like a beautiful dream | Güzel bir rüya gibi aklıma girdin |
Lucid in the sky | Gökyüzünde berrak |
Are you coming with me? | Benimle geliyor musun? |
Are you coming with me? | Benimle geliyor musun? |
Bright stars, yeah they’re waving at us | Parlak yıldızlar, evet bize el sallıyorlar |
You said we could be diamonds and dust | Elmaslar ve toz olabileceğimizi söyledin |
Lucid in the sky | Gökyüzünde berrak |
Are you coming with me? | Benimle geliyor musun? |
Are you coming with me? | Benimle geliyor musun? |
I know you’re looking for a reason | Biliyorum bir neden arıyorsun |
A little something that could ease your mind | Aklını rahatlatacak küçük bir şey |
Oh, I promise, yeah, I’ll be there | Oh, söz veriyorum, evet, orada olacağım |
Anything to make you smile | Seni gülümsetmek için her şey |
I know exactly what you’re feeling | Ne hissettiğini tam olarak biliyorum |
I’ll pick you up when you’re falling down | Düştüğünde seni kaldıracağım |
You can count on me, I’ll be there | Bana güvenebilirsin, orada olacağım |
Anything to make you smile | Seni gülümsetmek için her şey |
Anything to make you smile | Seni gülümsetmek için her şey |
Took me on a ride on a yellow brick train | Beni sarı tuğla bir trene bindirdin |
We both know it’ll never be the same | İkimiz de bunun asla aynı olmayacağını biliyoruz |
Falling for you like discovering rain | Sana yağmuru keşfeder gibi aşık oluyorum |
(Yeah, I’ll fall for you) like discovering rain | (Evet, sana aşık olacağım) yağmuru keşfeder gibi |
I know you’re looking for a reason | Biliyorum bir neden arıyorsun |
A little something that could ease your mind | Aklını rahatlatacak küçük bir şey |
Oh, I promise, yeah, I’ll be there | Oh, söz veriyorum, evet, orada olacağım |
Anything to make you smile | Seni gülümsetmek için her şey |
I know exactly what you’re feeling | Ne hissettiğini tam olarak biliyorum |
I’ll pick you up when you’re falling down | Düştüğünde seni kaldıracağım |
You can count on me, I’ll be there | Bana güvenebilirsin, orada olacağım |
Anything to make you smile | Seni gülümsetmek için her şey |
Anything to make you smile | Seni gülümsetmek için her şey |
Anything to make you smile | Seni gülümsetmek için her şey |
I know you’re looking for a reason | Biliyorum bir neden arıyorsun |
A little something that could ease your mind | Aklını rahatlatacak küçük bir şey |
Oh, I promise, yeah I’ll be there | Oh, söz veriyorum, evet, orada olacağım |
Anything to make you smile | Seni gülümsetmek için her şey |