PinkPantheress & lce Spice – Boy’s a liar (Türkçe çeviri)
PinkPantheress & lce Spice – Boy’s a liar (Türkçe çeviri)
Take a look inside your heart, is there any room for me? (Any room for me)
I would have to hold my breath ’til you get down on one knee (down on one knee)
Because you only want to hold me when I’m looking good enough (looking good enough)
Did you ever feel me? Would you ever picture us? (Ever picture us)
Kalbinin içine bir bak, bana yer var mı? (Benim için herhangi bir oda)
Sen tek dizinin üzerine çökene kadar nefesimi tutmam gerekirdi (tek dizinin üzerine çökene kadar)
Çünkü beni sadece yeterince iyi göründüğümde tutmak istiyorsun (yeterince iyi göründüğümde)
Hiç beni hissettin mi? Hiç bizi hayal ediyor musun? (Hiç hayal ettin mi?)
Every time I pull my hair, well, it’s only out of fear
That you’ll find me ugly and one day we’ll disappear
Because what’s the point of crying? It was never even love (never even love)
Did you ever want me? Was I ever good enough? (Ever good enough)
Ne zaman saçımı çeksem, bu sadece korkudan oluyor
Beni çirkin bulacağını ve bir gün ortadan kaybolacağımız korkusundan
Çünkü ağlamanın ne anlamı var? Asla aşk bile değildi (asla aşk bile değil)
Hiç beni istedin mi? Hiç yeterince iyi miydim? (yeterince iyi)
Th-the boy’s a liar
The boy’s a liar
He doesn’t see ya
You’re not looking at me, boy
The boy’s a liar
The boy’s a liar
He doesn’t see ya
You’re not looking at me, boy
Çocuk bir yalancı
Çocuk bir yalancı
Seni görmüyor
Bana bakmıyorsun oğlum
Çocuk bir yalancı
Çocuk bir yalancı
O seni görmüyor
Bana bakmıyorsun oğlum
Good enough, ‘ough-ough
Good enough, ‘ough-‘ough
Good enough, ‘ough-‘ough
Good enough, ‘ough-‘ough
Yeterince iyi
Yeterince iyi
Yeterince iyi
Yeterince iyi
Good enough, ‘ough-‘ough
Good enough, ‘ough-‘ough
Good enough, ‘ough-‘ough
Good enough, ‘ough-‘ough
Yeterince iyi
Yeterince iyi
Yeterince iyi
Yeterince iyi
Baby, please?
I just wanted to look nice for you
Come stay with me, oh
You’re not around, so what should I do?
Lütfen bebeğim?
sadece sana güzel görünmek istedim
Gel benimle kal, oh
Etrafta değilsin, ne yapmalıyım?
I thought you liked those
Look about a girl just like me (like me)
Baby, please?
I know you want to change me
Bunları sevdiğini sanıyordum
Tıpkı benim gibi bir kıza bakmayı (benim gibi)
Lütfen bebeğim?
Beni değiştirmek istediğini biliyorum
Can you take a look inside your heart, is there any room for me?
I would have to hold my breath ’til you get down on one knee
Because what’s the point of crying? It was never even love (never even love)
Did you ever want me? Was I ever good enough?
Kalbinin içine bir bakabilir misin, bana yer var mı?
Sen tek dizinin üzerine çökene kadar nefesimi tutmam gerekirdi
Çünkü ağlamanın ne anlamı var? Asla aşk bile değildi (asla aşk bile değil)
Hiç beni istedin mi? Hiç yeterince iyi miydim?
Th-the boy’s a liar
The boy’s a liar
He doesn’t see ya
You’re not looking at me, boy
Çocuk bir yalancı
Çocuk bir yalancı
Seni görmüyor
Bana bakmıyorsun oğlum
The boy’s a liar
The boy’s a liar
He doesn’t see ya
You’re not looking at me, boy
Çocuk bir yalancı
Çocuk bir yalancı
Seni görmüyor
Bana bakmıyorsun oğlum
Good enough, ‘ough-‘ough
Good enough, ‘ough-‘ough
Good enough, ‘ough-‘ough
Good enough, ‘ough-‘ough
Yeterince iyi
Yeterince iyi
Yeterince iyi