twenty one pilots – Redecorate (Türkçe Çeviri)
There was a wonderful structure to the city
And it put my cares to rest
Ooh-ooh-ooh
Ooh-ooh-ooh
Şehrin harika bir yapısı vardı
Ve endişelerimi dinlendirdi
Ooh-ooh-ooh
Ooh-ooh-ooh
Takin’ inventory of his life
Seein’ snapshots chronologically in line
Something told him he should look around and tidy up
He collected many things but never quite enough
Tried lookin’ at it from a new perspective
Flat on his back but he still heard the directive
Orders from that corner where that shadow always lived
Never asked permission, he just hopes that they forgive
Hayatının envanterini alıyor
Anlık görüntüleri kronolojik olarak görüyor
Bir şey ona etrafına bakması ve toparlanması gerektiğini söyledi
Pek çok şey topladı ama asla yeterli değildi
Yeni bir perspektiften bakmaya çalıştı
Sırt üstü düz ama yine de talimatı duydu
O gölgenin her zaman yaşadığı o köşeden verdiği emirleri
Asla izin istemedi, sadece affetmelerini umuyor
I don’t want to go like this (Ooh-ooh-ooh)
At least let me clean my room
I don’t want to leave like this (Ooh-ooh-ooh)
‘Cause the last thing I want to do is
Make my people make decisions, wonderin’ what to do, oh
Should they keep it on display
Or redecorate?
Böyle gitmek istemiyorum (Ooh-ooh-ooh)
En azından odamı temizlememe izin ver
Böyle ayrılmak istemiyorum (Ooh-ooh-ooh)
Çünkü yapmak istediğim son şey,
İnsanlarıma kararlar verdirmek, ne yapacaklarını bilmemeleri, oh
Bu şekilde mi sergilemeliler yoksa
Yeniden dekore mi etmeliler?
Blankets over mirrors, she tends to like it
She’s not afraid of her reflection
But of what she might see behind it
She had plans to change her name, yeah
Just not the traditional way, yeah
Haunted by a couple big mistakes
She covers all the dents with the way she decorates
Then one night, she got cold with no blankets on her bed
So she ripped them off the mirror, stepped back and she said
Aynaların üzerinde battaniyeler, hoşuna gitme eğilimindedir
Yansımasından korkmuyor
Ama arkasında gördüklerinden kokruyor
Adını değiştirme planları vardı, evet
Sadece geleneksel yolla değil, evet
Birkaç büyük hata tarafından avlandı
Süsleme tarzıyla tüm ezikleri örtüyor
Sonra bir gece, yatağında battaniye olmadan üşüdü
Bu yüzden onları aynın üstünden kaldırdı ve dedi ki
I don’t want to go like this (Ooh-ooh-ooh)
At least let me clean my room
I don’t want to leave like this (Ooh-ooh-ooh)
‘Cause the last thing I want to do is
Make my people make decisions, wonderin’ what to do, oh
Should they keep it on display
Or redecorate?
Böyle gitmek istemiyorum (Ooh-ooh-ooh)
En azından odamı temizlememe izin ver
Böyle ayrılmak istemiyorum (Ooh-ooh-ooh)
Çünkü yapmak istediğim son şey,
İnsanlarıma kararlar verdirmek, ne yapacaklarını bilmemeleri, oh
Bu şekilde mi sergilemeliler yoksa
Yeniden dekore mi etmeliler?
With the bells and the whistles scaled back
Like an isolated track
And he feels trapped when he’s not inebriated
Fair to say he’s fairly sedated most days of the week
He might have made it if he lived on a different street
I repeat, scaled back and isolated
He says he likes an open schedule, but he mostly hates it
If you’re running to his room, take a breath before you break in
Put your ear up to the door, tell me, can you hear him saying?
Çanlar ve ıslıkların küçültülmesiyle
Bu izole bir şarkı parçası gibi
Ve sarhoş olmadığında kapana kısılmış hissediyor
Haftanın çoğu günü oldukça ağır başlı olduğunu söylemek doğru olur
Farklı bir sokakta yaşasaydı başarabilirdi
Tekrarlıyorum, küçülüyorum ve izole ediyorum
Açık bir programı sevdiğini söylüyor, ancak çoğunlukla bundan nefret ediyor
Odasına koşuyorsan, içeri girmeden önce bir nefes al
Kulağını kapıya koy, söyle bana, onun ne dediğini duyabiliyor musun?
I don’t want to go like this
At least let me clean my room
I don’t want to leave like this
‘Cause the last thing I want to do is
Make my people make decisions, wondering what to do, oh
Should they keep it on display
Or redecorate?
I don’t want to go like this (Go like this)
At least let me clean my room (Clean my room)
I don’t want to leave like this (Leave like this)
‘Cause the last thing I want to do is (To do is)
Make my people make decisions, wondering what to do, oh
Should they keep it on display (On display)
Or redecorate?
Böyle gitmek istemiyorum
En azından odamı temizlememe izin ver
Böyle ayrılmak istemiyorum
Çünkü yapmak istediğim son şey,
İnsanlarıma kararlar verdirmek, ne yapacaklarını bilmemeleri, oh
Bu şekilde mi sergilemeliler yoksa
Yeniden dekore mi etmeliler?
Böyle gitmek istemiyorum
En azından odamı temizlememe izin ver
Böyle ayrılmak istemiyorum
Çünkü yapmak istediğim son şey,
İnsanlarıma kararlar verdirmek, ne yapacaklarını bilmemeleri, oh
Bu şekilde mi sergilemeliler yoksa
Yeniden dekore mi etmeliler?