| [Intro] | [Giriş] |
| Ah-ah-ah, ah-ah-ah | Ah-ah-ah, ah-ah-ah |
| Ah-ah-ah, ah-ah-ah, ah-ah-ah | Ah-ah-ah, ah-ah-ah, ah-ah-ah |
| [Verse 1] | [Birinci Kıta] |
| My body carries sadness that my brain cannot yet see | Vücudum beynimin henüz göremediği bir hüzün taşıyor |
| And I’ve been holding on to memories in my stomach and my teeth | Midemde ve dişlerimde anılara tutunuyorum |
| And both my shoulders have been burdened by the weight of my mistakes | Omuzlarım hatalarımın yüküyle ağırlaşmış durumda |
| And every time you lean in closer, both my knees can’t help but shake | Her yaklaştığında dizlerim titremeye başlıyor |
| [Pre-Chorus] | [Nakarat Öncesi] |
| And I think you’re a danger to my health, or so it seems | Ve sanırım sağlığım için tehlikelisin, ya da öyle görünüyor |
| [Chorus] | [Nakarat] |
| Is it love or a panic attack? | Bu aşk mı yoksa bir panik atak mı? |
| Is a heavy heart too much to hold? | Ağır bir kalbi taşımak zor mu? |
| I don’t know, but it’s late, so I’m taking you home | Bilmiyorum, ama geç oldu, seni eve götürüyorum |
| Is it love or a panic attack? | Bu aşk mı yoksa bir panik atak mı? |
| Would you mind if I asked you on the phone? | Telefonda sormam sorun olur mu? |
| I don’t know, but it’s late, so I’m taking you home | Bilmiyorum, ama geç oldu, seni eve götürüyorum |
| [Verse 2] | [İkinci Kıta] |
| I had to call the doctor, left a note on his machine | Doktoru aramak zorunda kaldım, telesekreterine not bıraktım |
| Because I tripped when we went walking and I felt it in my spleen | Çünkü yürürken sendeledim ve bunu dalağımda hissettim |
| Now I think I need a blood test or an antihistamine | Şimdi sanırım bir kan testi veya bir antihistamine ihtiyacım var |
| Because you make me fucking nervous | Çünkü beni gerçekten sinirlendiriyorsun |
| And I don’t know what it all means | Ve bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum |
| [Pre-Chorus] | [Nakarat Öncesi] |
| And I think you’re a danger to my health, or so it seems | Ve sanırım sağlığım için tehlikelisin, ya da öyle görünüyor |
| [Chorus] | [Nakarat] |
| Is it love or a panic attack? | Bu aşk mı yoksa bir panik atak mı? |
| Is a heavy heart too much to hold? | Ağır bir kalbi taşımak zor mu? |
| I don’t know, but it’s late, so I’m taking you home | Bilmiyorum, ama geç oldu, seni eve götürüyorum |
| Is it love or a panic attack? | Bu aşk mı yoksa bir panik atak mı? |
| Would you mind if I asked you on the phone? | Telefonda sormam sorun olur mu? |
| I don’t know, but it’s late, so I’m taking you home | Bilmiyorum, ama geç oldu, seni eve götürüyorum |
| [Bridge] | [Köprü] |
| My spirit has been broken | Ruhum kırıldı |
| My optimism’s getting sore | İyimserliğim yıpranıyor |
| And I would love to love you | Ve seni sevmeyi çok isterdim |
| But my body’s keepin’ score | Ama bedenim bunun hesabını tutuyor |
| And I don’t know if I can see you anymore | Ve seni bir daha görebilir miyim bilmiyorum |
| [Chorus] | [Nakarat] |
| Is it love, is it love (Is it love, is it love, is it love?) | Bu aşk mı, aşk mı (Aşk mı, aşk mı, aşk mı?) |
| Is it love, is it love (Is it love, is it love?) | Bu aşk mı, aşk mı (Aşk mı, aşk mı?) |
| Is it love or a panic attack? | Bu aşk mı yoksa bir panik atak mı? |
| Is a heavy heart too much to hold? | Ağır bir kalbi taşımak zor mu? |
| I don’t know, but it’s late, so I’m taking you home | Bilmiyorum, ama geç oldu, seni eve götürüyorum |
| Is it love or a panic attack? | Bu aşk mı yoksa bir panik atak mı? |
| Would you mind if I asked you on the phone? | Telefonda sormam sorun olur mu? |
| I don’t know, but it’s late, so I’m taking you home | Bilmiyorum, ama geç oldu, seni eve götürüyorum |