Laufey – Bored ( Türkçe Çeviri )
Laufey Bored Türkçe Çevirisi
İngilizce | Türkçe |
---|---|
Why don’t we | Neden biz |
Call it for what it is | Ne olduğunu söyleyin |
Can’t remember the last time we kissed | En son ne zaman öpüştüğümüzü hatırlamıyorum. |
And it tickled my heart | Ve kalbimi gıdıkladı |
I think that it’s best that we spend time apart | Bence en iyisi ayrı zaman geçirmemiz. |
I just yawn | Sadece esniyorum. |
Listening to you | Sizi dinliyorum |
Talk about yourself again | Yine kendinden bahset |
And again | Ve yine |
I’m bored | Sıkıldım. |
Bored of this love | Bu aşktan sıkıldım |
Oh, I’m bored | Oh, sıkıldım |
Bored of this talk | Bu konuşmadan sıkıldım |
And maybe you’re just way too vain to be interesting | Belki de ilginç olmak için fazla kibirlisin. |
Baby keep talkin’ but nobody’s listening | Bebeğim konuşmaya devam et ama kimse dinlemiyor |
Don’t mean to walk out the door | Kapıdan çıkıp gitmek istemedim |
But baby, I’m bored | Ama bebeğim, sıkıldım |
Did you know | Biliyor muydunuz? |
I wept in my room last night | Dün gece odamda ağladım |
Bet you didn’t know you make me cry | Bahse girerim beni ağlattığını bilmiyordun. |
‘Cause you’re so self-possessed | Çünkü sen çok kendini beğenmişsin |
Charming at first but you’ve made me depressed | Başta etkileyiciydi ama beni depresyona soktun. |
So I’m leaving in the morning | Bu yüzden sabah gidiyorum. |
‘Cause I’m bored | Çünkü sıkıldım |
Bored of this love | Bu aşktan sıkıldım |
Oh, I’m bored | Oh, sıkıldım |
Bored of this talk | Bu konuşmadan sıkıldım |
And maybe you’re just way too plain to be interesting | Belki de ilginç olamayacak kadar sade birisin. |
Baby, keep talkin’ but nobody’s listening | Bebeğim, konuşmaya devam et ama kimse dinlemiyor |
Don’t mean to walk out the door | Kapıdan çıkıp gitmek istemedim |
But baby, I’m bored | Ama bebeğim, sıkıldım |
You followed me out and said darling, don’t leave | Beni dışarı kadar takip ettin ve sevgilim, gitme dedin. |
Your passionate monologue woke up the street | Tutkulu monoloğun sokağı uyandırdı |
I’ll marry you someday, you’re perfect for me | Bir gün seninle evleneceğim, sen benim için mükemmelsin. |
I got in my car, just to drown out your plea | Arabama bindim, sırf yalvarışını bastırmak için |
‘Cause I’m bored | Çünkü sıkıldım |
Bored of this love | Bu aşktan sıkıldım |
Oh, I’m bored | Oh, sıkıldım |
Bored of this talk | Bu konuşmadan sıkıldım |
And maybe you’re just way too vain to be interesting | Belki de ilginç olmak için fazla kibirlisin. |
Baby, keep talkin’ but nobody’s listening | Bebeğim, konuşmaya devam et ama kimse dinlemiyor |
Don’t mean to walk out the door | Kapıdan çıkıp gitmek istemedim |
But baby, I’m bored | Ama bebeğim, sıkıldım |