Imagine Dragons – Nice to Meet You ( Türkçe Çeviri )
180Imagine Dragons Nice to Meet You Türkçe Çevirisi
| İngilizce Sözler | Türkçe Sözler |
|---|---|
| I was wandering up your street | Senin sokağında geziniyordum. |
| And I was really hoping to meet you | Ve gerçekten seninle tanışmayı umuyordum. |
| But your girlfriend’s gonna delete my number, gone | Ama kız arkadaşın numaramı silecek, gitti. |
| I was wondering how your weekend’s been | Hafta sonunun nasıl geçtiğini merak ediyordum. |
| You waking up or you sleeping in? | Uyanıyor musun yoksa yatıyor musun? |
| Your girlfriend’s gonna be leaving soon, or not? | Kız arkadaşın yakında gidecek mi, gitmeyecek mi? |
| What could ever go wrong? | Ne yanlış gidebilir ki? |
| Sing your favorite song | En sevdiğin şarkıyı söyle |
| She could come along | O da gelebilir. |
| Oh yeah, yeah | Evet, evet. |
| Oh yeah, yeah | Evet, evet. |
| What could ever go wrong? | Ne yanlış gidebilir ki? |
| Summer’s never too long | Yaz asla çok uzun değildir |
| Our love’s too strong | Aşkımız çok güçlü |
| Oh yeah, yeah | Evet, evet. |
| Oh yeah, yeah | Evet, evet. |
| Anyway, it’s nice to meet you | Her neyse, seninle tanıştığıma memnun oldum. |
| Anyway, it’s nice to meet you | Her neyse, seninle tanıştığıma memnun oldum. |
| Anyway, it’s nice to meet you | Her neyse, seninle tanıştığıma memnun oldum. |
| Anyway, it’s nice to meet you | Her neyse, seninle tanıştığıma memnun oldum. |
| I was buying you those flowers | Sana o çiçekleri alıyordum. |
| I was listening for hours | Saatlerce dinledim. |
| I was shutting up those doubters, yeah, yeah | O şüphecileri susturuyordum, evet, evet |
| She was jealous of our relationship | İlişkimizi kıskanıyordu. |
| She hated that we were making it | Bunu yapmamızdan nefret ediyordu. |
| She’s smiling but she’s faking it, yeah, yeah | Gülümsüyor ama numara yapıyor, evet, evet |
| Praying that we make it through the weekend | Hafta sonunu atlatabilmemiz için dua ediyorum. |
| Wind is in the sail, but we are sinking | Rüzgar yelkende, ama biz batıyoruz |
| Hammering a nail, and now we’re leaking, eh, yeah, yeah | Bir çivi çaktık ve şimdi sızıntı yapıyoruz, eh, evet, evet |
| Oh yeah, yeah, yeah | Oh evet, evet, evet |
| Painting on the wall is something freaky | Duvardaki resim tuhaf bir şey |
| She’s been throwing punches like a T.K.O. | T.K.O. gibi yumruklar atıyor. |
| Knocking on the door and being sneaky, getaway oh yeah | Kapıyı çalıyor ve sinsi davranıyor, kaçış oh evet |
| Oh yeah, yeah, yeah | Oh evet, evet, evet |
| Anyway, it’s nice to meet you | Her neyse, seninle tanıştığıma memnun oldum. |
| Nice to meet you | Tanıştığımıza memnun oldum. |
| Anyway, it’s nice to meet you | Her neyse, seninle tanıştığıma memnun oldum. |
| It’s nice to meet | Tanıştığıma memnun oldum. |
| Anyway, it’s nice to meet you | Her neyse, seninle tanıştığıma memnun oldum. |
| I hope to see you | Umarım görüşürüz. |
| Anyway, it’s nice to meet you | Her neyse, seninle tanıştığıma memnun oldum. |
| Anyways, it’s nice to meet you | Her neyse, seninle tanıştığıma memnun oldum. |
| She could be a Mona Lisa | O bir Mona Lisa olabilir. |
| Should’ve seen her | Onu görmeliydin. |
| I hope we meet again | Umarım tekrar karşılaşırız. |
| Hey, it’s nice to meet | Hey, tanıştığıma memnun oldum. |
| I hope we meet again (True believer) | Umarım tekrar karşılaşırız (True believer) |
| Anyway, it’s nice to meet you | Her neyse, seninle tanıştığıma memnun oldum. |
| I hope we meet again (It’s nice to meet you) | Umarım tekrar karşılaşırız (Sizinle tanıştığıma memnun oldum) |
| To meet again | Tekrar buluşmak üzere |
| (And I hope to see you) | (Ve seni görmeyi umuyorum) |
| I hope we meet again (True believer) | Umarım tekrar karşılaşırız (True believer) |
| (To meet again) | (Tekrar buluşmak üzere) |
| Anyway, it’s nice to meet you | Her neyse, seninle tanıştığıma memnun oldum. |
