ft. (G)I-DLE, Bea Miller, Wolftyla

Baddest do what the baddest do

En kötü, en kötü olanı yaparız

The baddest do we the baddest ooh

En kötüsü, bizim yaptığımız en kötüsü

Baddest do what the baddest do

En kötü, en kötü olanı yaparız

The baddest do we the baddest

En kötüsü, bizim yaptığımız en kötüsü

Coming at you live

Sana canlı geliyorum

Real real wild

Tam anlamıyla vahşice

Here to light it up

Aydınlatmak için geliyorum

Set the world on fire

Dünya’yı ateşe vermeye

Gonna break rules

Kuralları yıkmaya

And hearts in twos

Ve kalpleri ikiye katlamaya

Cause that’s what the baddest do

Çünkü bu yaptığımız en kötüsü

Never going back

Asla geri dönme

Nah not that

Hayır, bu değil

Diamonds on drip

Damla gibi elmaslar

Cause I came to make a splash

Çünkü bir sıçrama yapmaya geldim

Gonna break rules

Kuralları yıkmaya

And hearts in twos

Ve kalpleri ikiye katlayacagım

Cause that’s what the baddest do

Çünkü en kötüsü budur

I spit heat, I melt your face off

Ateş tükürüyorum, yüzünü eriteceğim 

Disappear, I’m your eraser

Kaybol, ben senin silginim

In the cut just like a razor

Bir jilet gibi keserim

Murder business, where my blazer?

Cinayet işi, ceketim nerede?

I got all the boys on me

Tüm erkekler benim tarafımda

I got all the lines on ring

Tüm satırları çaldırıyorum

Knock ’em dead, turnin heads

Öldür onları, kafalarını çevir

I got all the eyes on me

Tüm gözler üzerimde

Pretty face 걸어들어와 (I walk in with a pretty face)

Tatlı yüz, içeri, tatlı bir yüzle yürüyorum

유행 선두자 (Make ’em want a taste)

Moda lideri. Onların tatmak istemelerine sebep oluyorum

원하지만 못하잖아 (Boy slow down, you gone have to wait)

İstiyorsun ama yapamazsın. Çocuk yavaşla, beklemek zorundasın

애가 타잖아 (Dangling the bait)

Bir çocuk yanıyor. Yemi sallıyorum

You like “whoa” KALI you the goat

Tıpkı ‘Oha’ der gibisin Kali, keçi sensin

난 알지 I know (I’m like “Yeah, I know”)

Biliyorum. Ben de tıpkı, ‘Evet, biliyorum’ der gibiyim

준비해 cause I like to ball (Gotta bounce cause I like to ball)

Hazırlan. Çünkü top oynamayı seviyorum (Zıplamalıyım çünkü top oynamayı seviyorum)

멈추지 않아 (Man I’m on a roll)

Durma. Adamım, sarhoşum

나는 lit 크게 like a bit (Kip it lit, mega like a bit)

Daha yüksek sesle yanıyorum. Birazcık.

그거 말고 byte (I mean like a byte)

Ondan başka. Bir bayt gibi demek istiyorum.

믿어봐 큰 만큼 크게 (Get it right, know I do it big)

Güven bana. (Doğru yap, büyük yaptıgımı biliyorum.)

어깨 펴고 high (I ain’t talking height)

Yüksekten (Be yükseklikten bahsetmiyorum.)

백 퍼센트 덤비지 못해 죽여주잖아 (I’m legit, know I leave ’em dead)

Tam anlamıyla saldıramadıgında seni öldürürüm. (Ben yasalım, biliyorsun onları ölü bırakıyorum)

나는 boss 간지 with the sauce (I’m a boss, extra with the sauce)

(Ben bir patronum, ekstra soslu)

원하면 줄게 (Give ’em what they like)

İstersen sana veririm. (Onlara istediklerini ver.)

I’m doing damage

Zarar veriyorum.

Went just how I planned it

Tam planladıgım gibi yapıyorum

I do what I want when I say

Söylediğim gibi istediğimi yapıyorum

모두 날 따라 해 (I’m making the news)

Herkes beni takip ediyor. Haberlerdeyim

난 끝내주잖아 (But this ain’t nothing new)

Müthişim, ama bu yeni bir şey değil

(Like) to live on the edge of insane

Tıpkı deliliğin kıyısında yaşamak gibi

(It’s crazy)

(Bu çılgınca)

Sorry for the bad news sorry I’m so bad

Kötü haberler için üzgünüm, çok kötü oldugum için üzgünüm

Only took a minute for me to get what you had

Sahip olduğun şeyi almam sadece bir dakikamı aldı

Sorry for the bad news know it makes you sad

Kötü haber için üzgünüm, seni üzdüğünü biliyorum

I’ll be here for a minute baby you should pack your bags

Bir süreliğine burada olacagım bebegim bavulunu toplasan iyi edersin

Way that I look should be breaking the law

Görünüşümün kanunu çiğneme şekli bu

If I don’t got it I take what I want

Eğer sahip değilsem istediğimde alırım

My circle small like a round of applause

Çemberim alkışlarla çevrili

You know that I love the sound of applause

Biliyorsun alkışların sesini seviyorum

You know I mean everything that I say

Demek istediğim her şeyin anlamını biliyorsun

When you see me coming get out of the way

Eğer geldiğimi görüyorsan yolumdan çekil

I came to slay I came to slay

Öldürmek için geliyorum, öldürmek için geliyorum

Back and I’m better and ready to stay

Geri döndüm ve daha iyiyim, kalmak için hazırım

(It’s crazy)

(Bu çılgınca)

Sorry not sorry for being the best

En iyisine dönüştüğüm için üzgün olamadıgımdan üzgünüm

언제든지 내가 좀 해 (I came to stunt came to impress)

Her zaman yapabilirim (Etkilemek için gösteri yapmaya geldim)

Look at the gold all on my chest

Göğsümdeki altınlara bak

Look at the gold call it a flex

Altına bak esnediğini söyle 

Çevirmen notu; Çevirirken çok zorlandım ve bazı kısımlar için Translate’den yararlandım. Anlam bütünlüğünü bozmamak için bazı kısımların çevirisiyle oynadım.