Two blue steel trains run through the tunnels of your cool blue steel eyes
Vernon
Rock quarry
The vastness of which has nothing on your beautiful mind
Dylan
I hear Dylan when I look at you
I can see it in invisible ink like a tattoo
The ying to my yang
the toughness to my unending softness
A striking example of masculinity
Firm in your verticality
Sure in your confrontation against all elements
and duality
The sun to my wilting daisy
The earth to the wildflower that doesn’t care where it grows

Serin mavi çelik gözlerindeki tünele doğru gelen iki mavi çelik tren
Vernon
Taş ocağı
Güzel aklında hiçbir şey olmayışının büyüklüğü
Dylan
Sana baktığımda Dylan’ı duyuyorum
Bir dövme gibi görünmez mürekkeple görebiliyorum
Yang’ıma ying
bitmeyen yumuşaklığımın sertliği
Erkekliğin çarpıcı bir örneği
Dikliğinin kesinliği
Tüm elementlerle ve ikilemlerle yüzleştiğinin kesinliği
Solan papatyama güneş’im
Nerede büyüdğünü umursamayan kır çiçeğime Dünya’m

Vernon
everything’s burnt here
there’s no escaping it
the air is fried and on fire
I’ve never really fallen in love
but whatever this feeling is
i wish everyone could experience it
this place feels like a person
familiar
like someone i’ve stood next to before
but never while i was standing next to you
Thank you
for being here
for bearing witness to my vastness

Vernon
Her şey burada yandı
Buradan kaçış yok
Hava kızarıyor ve yanıyor
Hiç gerçekten aşık olmadım
Ama bu his her neyse
Umarım herkes deneyimleyebilir
Bu yer sanki bir insanmış gibi
Çok tanıdık
daha önce yanında durduğum biri gibi
ama asla senin yanında dururkenki gibi değil
Teşekkür ederim
Burada olduğun için
Sonsuzluğuma tanıklık ettiğin için

Through the year I’ve called you in and out of my orbit
You, in your madness
The satellite that’s constellating my world
Mimicking the inner chaos that i’ve disowned
A mirror to my past life retributions
And a reflection of my sadness
If i’m going to keep on living the way that i’m living
I can’t do it without you.
My feet aren’t on the ground
i need your body to stand on
your name to define me
on top of being a woman
I am scared and ethereal
and there are seven worlds in my eyes
i’m accessing of all them once
one to draw my words and my muses
another one i try and harness late at night that lies somewhere
off of the right of Jupiter
and then of course there’s this one i live in
the land of 1000 fires
that’s where you come in

Yıl boyunca seni yörüngeme çağırıp durdum
Deliliğinde seni
Reddettiğim iç kaosu taklit ederek
Dünyamı takımyıldız haline getiren uydu
Geçmiş hatalarıma bir ayna
Ve üzüntümün bir yansıması
Yaşadığım şekilde yaşamaya devam edeceksem
Sensiz yapamam
Ayaklarım yerde değil
Ayakta durabilmek için vücuduna ihtiyacım var
Beni bir kadın olmanın üstünde
Tanımlamak için adına ihtiyacım var
Korkuyorum ve ruhaniyim
ve gözğmde yedi dünya var
hepsine tek seferde erişiyorum
biri sözlerimi ve ilham perilerimi çizmek için
Jüpiter’in sağında bir yerde bulunan
gece geç saatte koşmaya çalıştığım bir tane
ve sonra tabii ki içinde yaşadığım bu dünya var
1000 yangın’ın ülkesi
sen burada devreye giriyorsun

You
Vernon
Dylan
Two blue steel trains running through the tunnels of your cool blue steel eyes
to guide me far from the world of my early days
that i cant quite make out clearly
that beckon me towards high sea cliffs
on long car rides
towards a future place
a world unknown to me
made up of something surreal and dripping
Flowers in solar systems Oversized

Sen
Vernon
Dylan
Bana ilk günlerimin dünyasından uzağa rehberlik etmek için
Serin mavi çelik gözlerindeki tünele doğru gelen iki mavi çelik tren
Tam olarak anlayamadığım
bu beni uzun araba yolculuklarında
yüksek deniz kayalıklarına doğru çağıran şey
gelecekteki bir yere doğru
benim bilmediğim bir dünyaya
gerçeküstü ve damlayan bir şeyden yapılmış
Güneş sistemlerinde çiçekler büyüdü

You Vernon Dylan
Sen Vernon Dylan

no words needed to sponge up the dark nights
no explanations for the globes in my eyes
shoulder to shoulder in the factory light
letting me be who i would have been
if everything had turned out alright
3 alternative endings
now course through my blood on ice
But I thrive because I say I do
and because it’s what I write

karanlık geceleri temizlemek için kelimeye gerek yok
gözlerimdeki gezegenler için açıklama yok
fabrika ışığında omuz omuza
Olabileceğim kişi olmama izin ver
her şey yolunda gitmiş olsaydı
3 alternatif son olurdu
şimdi kanım buzun üstünden akıyor
Ama gelişiyorum çünkü yaptığımı söylüyorum
ve yazdığım şey bu

But honestly if you weren’t here with me
i don’t know what things would look like

Ama dürüst olmak gerekirse burada benimle olmasaydın
neye benzeyeceğini bilmiyorum

That’s my why no matter what world i’m in
I’m accessible by only one satellite
Vernon
Dylan
and you in your madness

İşte bu yüzden hangi dünyada olursam olayım
Sadece bir uydudan erişilebilirim
Vernon
Dylan
ve sen deli sen

with two blue steel trains running through your cool blue steel eyes
Serin mavi çelik gözlerindeki tünele doğru gelen iki mavi çelik trenle birlikte