| You got a lotta nerve, don’t you, baby? | Senin cesaretin var, değil mi, bebeğim? |
| I only hit the curb ’cause you made me | Kaldırıma sadece sen beni zorladığın için vurdum |
| You’re tellin’ all your friends that I’m crazy | Tüm arkadaşlarına deli olduğumu söylüyorsun |
| Like I’m the only one | Sanki tek suçlu benmişim gibi |
| Why’d you throw them stones if you | Neden taş atıyorsun eğer sen |
| Had a wild hair of your own or two? | Kafanda birkaç çılgın fikir varsa? |
| Livin’ in your big glass house with a view | Büyük camdan evinde manzaralı yaşıyorsun |
| I thought you knew | Bildiğini sanıyordum |
| I had some help | Yardım aldım |
| It ain’t like I can make this kinda mess all by myself | Böyle bir karmaşayı tek başıma yapamam |
| Don’t act like you ain’t help me pull that bottle off the shelf | Şişeyi raftan alırken bana yardım etmediğini söyleme |
| Been deep in every weekend if you couldn’t tell | Her hafta sonu derinlerdeydik, fark edemediysen |
| They say, “Teamwork makes the dream work” | Derler ki, “Takım çalışması hayalleri gerçeğe dönüştürür” |
| Hell, I had some help (help) | Lanet olsun, yardım aldım (yardım) |
| You thought I’d take the blame for us a-crumblin’ | Bizi dağıtan şeylerin suçunu üstleneceğimi sandın |
| Go ’round like you ain’t guilty of somethin’ | Bir şeyden suçlu değilmişsin gibi dolanıyorsun |
| Already lost the game that you been runnin’ | Oynadığın oyunu zaten kaybettin |
| Guess it’s catchin’ up to you, huh | Sanırım şimdi sana yaklaşıyor, değil mi? |
| You think that you’re so innocent | Kendini çok masum sanıyorsun |
| After all the shit you did | Yaptığın tüm şeylerden sonra |
| I ain’t an angel, you ain’t heaven-sent | Ben melek değilim, sen de cennetten gelmedin |
| Can’t wash our hands of this | Bu işten ellerimizi yıkayıp kurtulamayız |
| I had some help | Yardım aldım |
| It ain’t like I can make this kinda mess all by myself | Böyle bir karmaşayı tek başıma yapamam |
| Don’t act like you ain’t help me pull that bottle off the shelf | Şişeyi raftan alırken bana yardım etmediğini söyleme |
| Been deep in every weekend if you couldn’t tell | Her hafta sonu derinlerdeydik, fark edemediysen |
| They say, “Teamwork makes the dream work” | Derler ki, “Takım çalışması hayalleri gerçeğe dönüştürür” |
| Hell, I had some help (help) | Lanet olsun, yardım aldım (yardım) |
| It takes two to break a heart in two, ooh | Bir kalbi ikiye bölmek iki kişiyi gerektirir, ooh |
| Baby, you blame me and, baby, I blame you | Bebeğim, sen beni suçluyorsun ve bebeğim, ben seni suçluyorum |
| Aw, if that ain’t the truth (oh) | Ah, eğer bu doğru değilse (oh) |
| I had some help | Yardım aldım |
| It ain’t like I can make this kinda mess all by myself | Böyle bir karmaşayı tek başıma yapamam |
| Don’t act like you ain’t help me pull that bottle off the shelf | Şişeyi raftan alırken bana yardım etmediğini söyleme |
| Been deep in every weekend if you couldn’t tell | Her hafta sonu derinlerdeydik, fark edemediysen |
| They say, “Teamwork makes the dream work” | Derler ki, “Takım çalışması hayalleri gerçeğe dönüştürür” |
| Hell, I had some help (help) | Lanet olsun, yardım aldım (yardım) |