I been a nasty girl, nasty | Kötü bir kız oldum, kötü |
I been a nasty girl, nasty | Kötü bir kız oldum, kötü |
I been a nasty girl, nasty | Kötü bir kız oldum, kötü |
I been a nasty, nasty, nasty | Kötü, kötü, kötü oldum |
Is somebody gonna match my freak? | Birisi benim çılgınlığıma ayak uyduracak mı? |
Is somebody gonna match my freak? | Birisi benim çılgınlığıma ayak uyduracak mı? |
Is somebody gonna match my nasty? | Birisi benim kötülüğüme ayak uyduracak mı? |
I got stamina, they say I’m a athlete | Dayanıklılığım var, bana atlet diyorlar |
Is somebody gonna match my freak? | Birisi benim çılgınlığıma ayak uyduracak mı? |
Need somebody with a good technique | İyi bir tekniğe sahip birine ihtiyacım var |
Is somebody gonna match my nasty? | Birisi benim kötülüğüme ayak uyduracak mı? |
Pillow talking got my throat raspy | Yastık konuşmaları boğazımı kısık yaptı |
If you keep up with me | Eğer benimle devam edersen |
I’ll keep on coming back | Geri gelmeye devam edeceğim |
If you do it too good | Eğer çok iyi yaparsan |
I’m gonna get attached | Bağlanacağım |
‘Cause it feels like heaven when it hurts so bad | Çünkü çok acıttığında cennet gibi geliyor |
Baby, put it on me | Bebeğim, bana yükle |
I like it just like that | Aynen böyle seviyorum |
Just like that | Aynen böyle |
I been a nasty girl, nasty | Kötü bir kız oldum, kötü |
I been a nasty girl, nasty (just like that) | Kötü bir kız oldum, kötü (aynen böyle) |
I been a nasty girl, nasty | Kötü bir kız oldum, kötü |
I been a nasty, nasty, nasty (I like it just like that) | Kötü, kötü, kötü oldum (aynen böyle seviyorum) |
I been a nasty girl, nasty | Kötü bir kız oldum, kötü |
I been a nasty girl, nasty (just like that) | Kötü bir kız oldum, kötü (aynen böyle) |
I been a nasty girl, nasty | Kötü bir kız oldum, kötü |
I been a nasty, nasty, nasty | Kötü, kötü, kötü oldum |
Big time, pull up, make a scene | Büyük zaman, sahne yap |
Party’s lame, no vibe, we can leave | Parti sıkıcı, vibe yok, gidebiliriz |
Shotgun, my thighs on the seat | Tüfek gibi, bacaklarım koltukta |
I ain’t got nothing underneath | Altımda hiçbir şey yok |
Looks like, you ’bout to spend the night | Görünüyor ki geceyi geçireceksin |
Looks like, I’m ’bout to change your life | Görünüyor ki hayatını değiştireceğim |
Wife type, he’s staying for the week | Eş tipi, o hafta kalıyor |
So I might just let him pay the lease | Bu yüzden ona kira ödetebilirim |
If you keep up with me | Eğer benimle devam edersen |
I’ll keep on coming back | Geri gelmeye devam edeceğim |
If you do it too good | Eğer çok iyi yaparsan |
I’m gonna get attached | Bağlanacağım |
‘Cause it feels like heaven when it hurts so bad | Çünkü çok acıttığında cennet gibi geliyor |
Baby, put it on me | Bebeğim, bana yükle |
I like it just like that | Aynen böyle seviyorum |
Just like that | Aynen böyle |
I been a nasty girl, nasty | Kötü bir kız oldum, kötü |
I been a nasty girl, nasty (just like that) | Kötü bir kız oldum, kötü (aynen böyle) |
I been a nasty girl, nasty | Kötü bir kız oldum, kötü |
I been a nasty, nasty, nasty (I like it just like that) | Kötü, kötü, kötü oldum (aynen böyle seviyorum) |
I been a nasty girl, nasty | Kötü bir kız oldum, kötü |
I been a nasty girl, nasty (just like that) | Kötü bir kız oldum, kötü (aynen böyle) |
I been a nasty girl, nasty | Kötü bir kız oldum, kötü |
I been a nasty, nasty, nasty | Kötü, kötü, kötü oldum |
If you keep up with me | Eğer benimle devam edersen |
I’ll keep on coming back | Geri gelmeye devam edeceğim |
If you do it too good | Eğer çok iyi yaparsan |
I’m gonna get attached | Bağlanacağım |
‘Cause it feels like heaven when it hurts so bad | Çünkü çok acıttığında cennet gibi geliyor |
Baby, put it on me | Bebeğim, bana yükle |
I like it just like that | Aynen böyle seviyorum |
Just like that | Aynen böyle |