Now Reading: Taylor Swift – Daylight (Türkçe Çeviri)

Loading
svg

Taylor Swift – Daylight (Türkçe Çeviri)

svg166

My love was as cruel as the cities I lived in
Everyone looked worse in the light
There are so many lines that I’ve crossed unforgiven
I’ll tell you the truth, but never goodbye

Benim aşkım yaşadığım şehirler gibi zalimdi
Herkes ışıkta daha kötü görünürdü
Affetmeden geçtiğim bir sıra sınır var
Sana doğruyu söyleyeceğim, fakat hoşçakalı asla

I don’t wanna look at anything else now that I saw you
I don’t wanna think of anything else now that I thought of you
I’ve been sleeping so long in a 20-year dark night
And now I see daylight, I only see daylight

Seni gördüğümden beri hiçbir şeye bakmak istemiyorum
Seni düşündüğümden beri hiçbir şeyi düşünmek istemiyorum
20 yıllık karanlık gecede uzun zamandır uyuyordum
Ve şimdi gün ışığını görüyorum, sadece gün ışığını görüyorum

Luck of the draw only draws the unlucky
And so I became the butt of the joke
I wounded the good and I trusted the wicked
Clearing the air, I breathed in the smoke
Maybe you ran with the wolves and refused to settle down
Maybe I’ve stormed out of every single room in this town
Threw out our cloaks and our daggers because it’s morning now
It’s brighter now, now

Her şeyin şansa bağlı olması sadece şanssızlar için geçerli
Ve bu yüzden ben dalganın konusu oldum
İyi insanları incittim ve kötülere güvendin
Havayı kirden arıtırken, dumanı soludum
Belki kurtlarla koştun ve yerleşmeyi reddettin
Belki bu şehirdeki tüm odayı yerle bir ettim
Pelerin ve hançerlerimizi attık çünkü artık sabah
Şimdi daha parlak, şimdi

I don’t wanna look at anything else now that I saw you
(I can never look away)
I don’t wanna think of anything else now that I thought of you
(Things will never be the same)
I’ve been sleeping so long in a 20-year dark night
(Now I’m wide awake)
And now I see daylight (Daylight), I only see daylight (Daylight)
I only see daylight, daylight, daylight, daylight
I only see daylight, daylight, daylight, daylight

Seni gördüğümden beri hiçbir şeye bakmak istemiyorum
(Asla bakamam)
Seni düşündüğümden beri hiçbir şeyi düşünmek istemiyorum
(Bazı şeyler eskisi gibi olmayacak)
20 yıllık karanlık gecede uzun zamandır uyuyordum
(Artık uyanığım)
Ve şimdi gün ışığını görüyorum, sadece gün ışığını görüyorum
Sadece gün ışığını görüyorum, gün ışığı, gün ışığı, gün ışığı
Sadece gün ışığını görüyorum, gün ışığı, gün ışığı, gün ışığı

And I can still see it all (In my mind)
All of you, all of me (Intertwined)
I once believed love would be (Black and white)
But it’s golden (Golden)
And I can still see it all (In my head)
Back and forth from New York (Sneaking in your bed)
I once believed love would be (Burning red)
But it’s golden
Like daylight, like daylight
Like daylight, daylight

Ve hepsini görebiliyorum (zihnimde)
Her şeyin, her şeyim (iç içe)
Bir keresinde aşkın (siyah ve beyaz) olduğuna inandım
Fakat o altın renginde (altın)
Ve hepsini görebiliyorum (zihnimde)
New York’tan ileri ve geriye (yatağına yavaşça girmek)
Bir keresinde aşkın (alev kırmızısı) olduğuna inandım
Fakat o altın renginde
Gün ışığı gibi, gün ışığı gibi
Gün ışığı gibi, gün ışığı gibi

I don’t wanna look at anything else now that I saw you
(I can never look away)
And I don’t wanna think of anything else now that I thought of you
(Things will never be the same)
I’ve been sleeping so long in a 20-year dark night
(Now I’m wide awake)
And now I see daylight (I see daylight), I only see daylight (Ah)
I only see daylight, daylight, daylight, daylight
I only see daylight, daylight, daylight, daylight (Ah)
(And I can still see it all)
I only see daylight, daylight, daylight, daylight
(And I can still see it all, back and forth from New York)
I only see daylight, daylight, daylight, daylight
(I once believed love would be burning red)

Seni gördüğümden beri hiçbir şeye bakmak istemiyorum
(Asla bakamam)
Seni düşündüğümden beri hiçbir şeyi düşünmek istemiyorum
(Bazı şeyler eskisi gibi olmayacak)
20 yıllık karanlık gecede uzun zamandır uyuyordum
(Artık uyanığım)
Ve şimdi gün ışığını görüyorum, sadece gün ışığını görüyorum
Sadece gün ışığını görüyorum, gün ışığı, gün ışığı, gün ışığı
Sadece gün ışığını görüyorum, gün ışığı, gün ışığı, gün ışığı
(Ve hepsini hâlâ görebiliyorum)
Sadece gün ışığını görüyorum, gün ışığı, gün ışığı, gün ışığı
(Ve hepsini hâlâ görebiliyorum, New York’tan ileri ve geriye)
Sadece gün ışığını görüyorum, gün ışığı, gün ışığı, gün ışığı
Bir keresinde aşkın (alev kırmızısı) olduğuna inandım

Like daylight
It’s golden like daylight
You gotta step into the daylight and let it go
Just let it go, let it go

Gün ışığı gibi
Gün ışığın gibi altın renginde
Gün ışığına adım atmalı ve aldırmamalısın
Yalnızca aldırma, aldırma

I wanna be defined by the things that I love
Not the things I hate
Not the things I’m afraid of, I’m afraid of
Or the things that haunt me in the middle of the night
I, I just think that
You are what you love

Sevdiğim şeyler tarafından tanımlanmak istiyorum
Nefret ettiğim şeyler tarafından değil
Korktuğum şeyler tarafından değil, korktuğum
Ya da gecenin yarısında bana musallat olan şeyler tarafından değil
Ben, ben düşünüyorum ki
Sen neyi seviyorsan o’sundur

svg
svg

What do you think?

It is nice to know your opinion. Leave a comment.

Yorum Bırak

Loading
svg To Top
  • 1

    Taylor Swift – Daylight (Türkçe Çeviri)

Hızlı Yönlendirme