Taylor Swift – tolerate it (Türkçe Çeviri)
I sit and watch you reading with your head low
I wake and watch you breathing with your eyes closed
I sit and watch you
I notice everything you do or don’t do
You’re so much older and wiser, and I
Oturuyorum ve başın eğik bir şekilde kitap okumanı izliyorum
Uyanıyorum ve gözlerin kapalıyken nefes alışını izliyorum
Oturuyorum ve seni izliyorum
Yaptığın ya da yapmadığın her şeyi fark ediyorum
Sen daha büyük ve daha zekisin ve ben
I wait by the door like I’m just a kid
Use my best colors for your portrait
Lay the table with the fancy shit
And watch you tolerate it
If it’s all in my head tell me now
Tell me I’ve got it wrong somehow
I know my love should be celebrated
But you tolerate it
Kapıda sanki bir çocukmuşum gibi bekliyorum
Portren için en iyi renklerimi kullanıyorum
Masayı süslü şeylerle donatıyorum
Ve bunu hoşgörüşünü izliyorum
Eğer bunların hepsi kafamın içinde kurgulamışsam söyle bana
Söyle bana, bunu bir şekilde yanlış mı anladım
Biliyorum benim aşkım övünmeli
Fakat sen bunu hoşgörüyorsun
I greet you with a battle hero’s welcome
I take your indiscretions all in good fun
I sit and listen, I polish plates until they gleam and glisten
You’re so much older and wiser and I
Seni bir Savaş Kahramanı’nın gelişi gibi karşılıyorum
Kararsızlıklarını eğlenceye alıyorum
Oturup dinliyorum, tabakları parlayana ve parlayana kadar cilalıyorum
Sen daha büyük ve daha zekisin ve ben
I wait by the door like I’m just a kid
Use my best colors for your portrait
Lay the table with the fancy shit
And watch you tolerate it
If it’s all in my head tell me now
Tell me I’ve got it wrong somehow
I know my love should be celebrated
But you tolerate it
Kapıda sanki bir çocukmuşum gibi bekliyorum
Portren için en iyi renklerimi kullanıyorum
Masayı süslü şeylerle donatıyorum
Ve bunu hoşgörüşünü izliyorum
Eğer bunların hepsi kafamın içinde kurgulamışsam söyle bana
Söyle bana, bunu bir şekilde yanlış mı anladım
Biliyorum benim aşkım övünmeli
Fakat sen bunu hoşgörüyorsun
While you were out building other worlds, where was I?
Where’s that man who’d throw blankets over my barbed wire?
I made you my temple, my mural, my sky
Now I’m begging for footnotes in the story of your life
Drawing hearts in the byline
Always taking up too much space or time
You assume I’m fine, but what would you do if I
Break free and leave us in ruins
Took this dagger in me and removed it
Gain the weight of you then lose it
Believe me, I could do it
Sen diğer dünyaları inşaa ederken, ben neredeydim?
Dikenli telime battaniye fırlatan adam nerede?
Seni tapınağım, duvar resmim*, gökyüzüm yaptım
Şimdi senin hayat hikayende dipnotlar için yalvarıyorum
Adının yanına kalp çiziyorum
Daima çok fazla yer veya zaman kaplıyor
İyi olduğumu varsayıyorsun ama
Özgür olsaydım ve bizi harabeye bıraksaydım ne yapardın?
Bu hançeri bana sapladın ve çıkardın
Yükünü aldım ve sonra kaybettim
İnan bana, ben de yapabilirim
If it’s all in my head tell me now
Tell me I’ve got it wrong somehow
I know my love should be celebrated
But you tolerate it
Eğer bunların hepsi kafamın içinde kurgulamışsam söyle bana
Söyle bana, bunu bir şekilde yanlış mı anladım
Biliyorum benim aşkım övünmeli
Fakat sen bunu hoşgörüyorsun
I sit and watch you
Oturuyorum ve seni izliyorum
Ç/N:
Duvar resmi*: Tüm duvarı kaplayan, gösterişli bir resim.
What do you think?
It is nice to know your opinion. Leave a comment.