Gracie Abrams Close To You Türkçe Sözleri
| İngilizce Sözleri | Türkçe Sözleri |
|---|
| I don’t got a single problem with provocative | Provokatif olmaya dair tek bir sorunum yok |
| See the bodies, how they burn, it’s just the way it is | Bedenleri görüyorum, nasıl yandıklarını, bu sadece böyle |
| Smoky, dark, crowded room | Dumanlı, karanlık, kalabalık oda |
| I need nothing under pink light in June | Haziran ayında pembe ışık altında hiçbir şeye ihtiyacım yok |
| I was so cool, but then, all of a sudden | Çok havalıydım, ama sonra, aniden |
| You saw me look at you | Bana baktığını gördün |
| I burn for you, and you don’t even know my name | Senin için yanıyorum, ve adımı bile bilmiyorsun |
| If you asked me to, I’d give up everything | Benden istesen, her şeyden vazgeçerim |
| To be close to you | Sana yakın olmak için |
| Pull the trigger on the gun I gave you when we met | Tanıştığımızda sana verdiğim silahın tetiğini çek |
| I want to be close to you | Sana yakın olmak istiyorum |
| Break my heart and start a fire | Kalbimi kır ve bir ateş başlat |
| You’ve got me overnight | Beni bir gecede elde ettin |
| Just let me be close to you | Bırak sana yakın olayım |
| Just let me be | Bırak olayım |
| Oh, close to you | Ah, sana yakın |
| And now your mouth is moving | Ve şimdi ağzın hareket ediyor |
| Cinematic timing | Sinematik zamanlama |
| You pull me in and touch my neck, and now I’m dying | Beni kendine çekiyorsun ve boynuma dokunuyorsun, ve şimdi ölüyorum |
| You should be mine for life | Hayatım boyunca benim olmalısın |
| I’ll be signing every dotted line | Her noktalı çizgiyi imzalayacağım |
| Chemical override, ultraviolet | Kimyasal aşırı yüklenme, ultraviyole |
| You could be mine tonight, and I | Bu gece benim olabilirsin, ve ben |
| Burn for you, and you don’t even know my name | Senin için yanıyorum, ve adımı bile bilmiyorsun |
| If you asked me to, I’d give up everything | Benden istesen, her şeyden vazgeçerim |
| To be close to you | Sana yakın olmak için |
| Pull the trigger on the gun I gave you when we met | Tanıştığımızda sana verdiğim silahın tetiğini çek |
| I want to be close to you | Sana yakın olmak istiyorum |
| Break my heart and start a fire | Kalbimi kır ve bir ateş başlat |
| You’ve got me overnight | Beni bir gecede elde ettin |
| Just let me be close to you | Bırak sana yakın olayım |
| Just let me be | Bırak olayım |
| Oh, close to you | Ah, sana yakın |
| I burn for you | Senin için yanıyorum |
| To be close to you | Sana yakın olmak için |
| Pull the trigger on the gun I gave you when we met | Tanıştığımızda sana verdiğim silahın tetiğini çek |
| I want to be close to you | Sana yakın olmak istiyorum |
| Break my heart and start a fire | Kalbimi kır ve bir ateş başlat |
| You’ve got me overnight | Beni bir gecede elde ettin |
| Just let me be close to you | Bırak sana yakın olayım |
| Can’t you just let me be | Beni bırakıp gidebilir misin? |
| Oh, close to you? | Ah, sana yakın? |
| Just let me be | Bırak olayım |
| Oh, close to you | Ah, sana yakın |
| Just let me be | Bırak olayım |
| Oh, close to you | Ah, sana yakın |