NAKARAT
She put my name with yellow hearts

O ismimi sarı kalpler ile yazdı
Her favorite color, like the stars

Yıldızlar gibi onun favori rengi
I didn’t listen very hard

Ben çok fazla dinleyemedim
When she told me she was crazy from the start

O başlangıçta delirdiğini söylediğinde
She put my name with yellow hearts (Yeah, she did)

O ismimi sarı kalpler ile yazdı (Evet, o yaptı)
I said she was a work of art (Work of art)

Ben bir sanat çalışması yaptığımı söyledim (sanat çalışması)
I didn’t listen very hard (Very hard, no, no)

Ben çok fazla dinleyemedim (çok fazla, hayır, hayır)
When she told me she was crazy from the start

O başlangıçta delirdiğini söylediğinde


I drive down open roads so slow

Çok yavaş aşağı sürerim
Here comes a train, I’ll let it go

Buraya bir tren gelir, ben gitmesine izin vereceğim
Ain’t got nobody on my phone

Kimsede telefonum yok
Don’t like being all alone (Don’t like being all alone)

Hep yalnızmışım gibi davranma ( Hep yalnızmışım gibi davranma)
Not good at keeping with the trends (No, no)

Trendlerle aran iyi değil (hayır,hayır)
Too good at welcoming amends

Hoş geldin telafilerinde çok iyisin
It’s been a while since I’ve heard her say

Onun dediğini duyduğumdan beri bir süredir buradayım
That we were more than friends (Oh)

Biz arkadaştan daha fazlasıydık (oh)
Oh, I, I-I-I, know a lot is going on

Oh,ben,ben,ben,ben çok olduğumu biliyorum
But girl, please tell me

Ama kızım, lütfen bana söyle
And I’ll let you be

Ve ben sana izin vereceğim
Are you still with me or not?

Benimle misin değil misin?


She put yellow hearts around my name

O ismimi sarı kalpler ile yazdı
I thought they were all just the same

Ben onların sadece aynı olduklarını düşünmüştüm
To you, what do they really mean?

Sana, onlar gerçekten ne anlıyorlar?
Have you only been playing games?

Sadece oyunlar mı oynadık?


I’m by the garden with the carpenter bees

Ben marangoz arıları ile bahçedeydim
Like I’m Bob Ross-in’ with a Harden beard

Bob Ross gibi sertleşmiş sakallarım ile
Taking it all in like I got no issues in my nature

Doğamda konu edinmeyen her şeyi aldım
Primroses blooming in the night

Gece çuha çiçekleri açıyor
Birds wanna take me on a flight

Kuşlar bir uçuşa beni almak istiyorlar
Appreciating my land ‘fore it turns into a glacier

Öndeki bir buza dönüşene kadar alanımı takdir ediyorlar
Chasers are of no good use

Chasers iyi bir işe yaramaz
This taste will be long endured

Bu tada uzun süre dayanılacak
Why’d you have to go so soon?

Neden çok yakın zamanda gidiyorsun?
I thought this was as good as new

Bunun iyi bir haber olacağını düşünmüştüm


Have you only been playing games?

Sen sadece oyun mu oynadın?
No, no

Hayır, hayır