Garmarna – Varulven (Türkçe Çeviri)
Jungfrun hon skulle åt stugan gå
Linden darrar i lunden
Så tog hon den vägen åt skogen blå
Ty hon var vid älskogen bunden
Genç kız orman evine gidecekti
Ihlamur ağaçları titriyordu
Kız mavi ormana doğru yol aldı
Aşkın meyvesini taşıyordu
Och när som hon kom till skogen blå
Linden darrar i lunden
Där mötte henne en ulv så grå
Ty hon var vid älskogen bunden
Ve mavi ormana vardığında
Ihlamur ağaçları titriyordu
Orada gri bir kurt ile karşılaştı
Aşkın meyvesini taşıyordu
Kära ulver du bit inte mig
Dig vill jag giva min silversärk
Değerli kurt beni ısırma
Sana gümüş elbisemi vereceğim
Silversärk jag passar ej på
Ditt unga liv och blod måst gå
Gümüş elbise bana hiç ama hiç uymaz
Gençliğin ve kanın gitmeli
Kära du ulver bit inte mig
Linden darrar i lunden
Dig vill jag giva min silversko
Ty hon var vid älskogen bunden
”Değerli Kurt lütfen beni ısırma”
Ihlamur ağaçları titriyordu
”Sana gümüş ayakkabımı vereceğim”
Aşkın meyvesini taşıyordu
Silversko jag passar ej på
Linden darrar i lunden
Ditt unga liv och blod måst gå
Ty hon var vid älskogen bunden
”Gümüş ayakkabı bana hiç ama hiç uymaz”
Ihlamur ağaçları titriyordu
”Gençliğini ve kanını istiyorum”
Aşkın meyvesini taşıyordu
Kära du ulver du bit inte mig
Dig vill jag giva min guldkrona
Ey Sevgili Kurt lütfen beni ısırma
Sana altın tacımı vereceğim
Guldkrona jag passar ej på
Ditt unga liv och blod måst gå
Altın taç bana göre değil
Gençliğini ve kanını istiyorum
Jungfrun hon steg sig så högt i ek
Linden darrar i lunden
Och ulven han gick ner på backen och skrek
Ty hon var vid älskogen bunden
Genç kız bir meşe ağaıcına tırmandı
Ihlamur ağaçları titriyordu
Kurt ağaç dibinde volta attı ve uğuldadı
Aşkın meyvesini taşıyordu
Ulven han grafte den ek till rot
Linden darrar i lunden
Jungfrun gav upp ett så hiskeligt rop
Ty hon var vid älskogen bunden
Kurt ayağın köklerini eşelemeye başladı
Ihlamur ağaçları titriyordu
Genç kız yürekli bir çığılık attı
Aşkın meyvesini taşıyordu
Och ungersven han sadlar sin gångare grå
Linden darrar i lunden
Han red litet fortare än fågeln flög
Ty hon var vid älskogen bunden
Genç şovalye gri atının sırtına atladı
Ihlamur ayağçları titriyordu
Bir kuşun uçuşundan biraz daha hızlı sürdü
Aşkın meyvesini taşıyordu
Och när som han kom till platsen fram
Linden darrar i lunden
Så fann han ej mer än en blodiger arm
Ty hon var vid älskogen bunden
Ve ormanlık yere geldiğinde
Ihlamur ayağçları titriyordu
Kanlı bir koldan başka bir şey bulamadı
Aşkın meyvesini taşıyordu
Gud trösta Gud bättra mig ungersven
Linden darrar i lunden
Min jungfru är borta min häst är förränd
Ty hon var vid älskogen bunden
Tanrı beni avuttu, Tanrı beni bir şövalye olarak yetiştirdi
Ihlamur ağaçları titriyordu
Genç kızım gitti, atım öldü
Aşkın meyvesini taşıyordu
Nomad
Çok teşekkürler