(Part 1)
When the summer is fast,
The bruise will be slow.
That’s when I fell in love,
With my winter rose.
And it felt just like,
An angel that came.
Like a magic light.
Like a little flame.
Signs will fall to us,
When the point brakes through*.
There’s no kindest words,
Than the blistering truth.
People call for love,
When it’s almost too much.
It’s the faceless shame,
That you cannot touch.


(Bölüm 1)
Yaz hızlı olduğu zaman,
Çürük yavaş olacak.
İşte o zaman aşka düştüm,
Kış gülümle.
Ve şunun gibi hissettirdi,
Gelen bir melek,
Sihirli bir ışık gibi,
Küçük bir alev gibi.
İşaretler bizim için düşecek,
Ne zaman hedef fren yaparsa*.
Daha nazik bir kelime yok,
Müthiş gerçekten.
İnsanlar aşkı çağıracak,
Çok fazla olduğunda.
Bu bir yüzsüz utanç,
Dokunamayacağın.


(Chorus)
If you say you love me,
Then I ever owe you.
When you are full of bee*2,
Then I have my eye on you.


(Nakarat)
Eğer beni sevdiğini söylersen,
O zaman sana hiç borçlu olurum.
Arıyla dolu olduğun zaman*2,
İşte o zaman gözüm üzerinde olur.


(Part 2)
When the loving is fast,
Then the bruise will be slow.
That’s how I fell in love,
With my winter rose.
And I will paint the face,
To the clear back at me.
I’ll be lying lies,
Only I can see.


(Bölüm 2)
Sevmek hızlı olduğunda,
O zaman çürük yavaş olacak.
İşte aşka düşüşüm bu şekilde,
Kış gülümle.
Ve yüzü boyayacağım,
Arkamın temiz olması için.
Yalanlar söyleyeceğim,
Yalnızca benim görebileceğim.


(Chorus)
If you say you love me,
Then I ever owe you.
When you are full of bee,
Then I have my eye on you.

(Nakarat)
Eğer beni sevdiğini söylersen,
O zaman sana hiç borçlu olurum.
Arıyla dolu olduğun zaman,
İşte o zaman gözüm üzerinde olur.


NOT * : Kelime anlamına göre cümleyi tam olarak çeviremedim ama en mantıklısının bu şekilde olacağı için bu şekilde yazdım.

Not *2 : ”Arılarla dolu olduğun zaman” derken bir insandan değil şarkıda bahsettiği kış gülünden bahsediyor. Anlam karışıklığı olmaması için yazma gereği duydum.