Here’s the deal
’Cause I know you wanna talk about it
Here’s the deal
I promise you like a million tomorrows
Here’s the deal
What I can promise is I’ll lie down
Like a bed of wildflowers
And I’ll always make the sheets
Smell like gardenias wild at your feet
And I nourish you hazily

İşte anlaşma
Çünkü bunun hakkında konuşmak istediğini biliyorum
İşte anlaşma
Sana milyonlarca yarın gibi söz veriyorum
İşte anlaşma
Söz verebileceğim şey, uzanacağım
Kır çiçekleri yatağı gibi
Ve her zaman yatağı yapacağım
Ayağınızın dibindeki bahçeler gibi kokuyor
Ve seni tehlikeli bir şekilde besliyorum

Baby I, I, I, I’ve been running on stardust
Alone for so long
I wouldn’t know what hot fire was
Hot fire, hot weather, hot coffee, I’m better with you
It’s strange but it’s true darling

Bebeğim ben, ben, ben, gönül serüvenime başlıyorum
Çok uzun süredir yalnızım
Sıcak ateşin ne olduğunu bilmiyordum
Sıcak ateş, sıcak hava, sıcak kahve, seninle daha iyiyim
Bu tuhaf ama gerçek sevgilim

Not to turn into a wildfire
To light up your night
With only my smile and nothing that burns
Baby I’ll be like a wildflower
I live on sheer willpower
I’ll do my best never to turn into something
That burns, burns, burns
Like the others baby, burns, burns, burns

Orman yangınına dönüşmemek
Geceni aydınlatmak için
Sadece bir gülümsememle ve yanan hiçbir şeyle
Bebeğim bir kır çiçeği gibi olacağım
Saf irade ile yaşıyorum
Asla bir şeye dönüşmemek için elimden geleni yapacağım
Yanar, yanar, yanar
Diğerleri gibi bebeğim yanar, yanar, yanar

Here’s the deal
‘Cause I know you wanna talk about it
Here’s the deal
You save those gaps to fill in so here
Here’s the deal
My father never stepped in
When his wife would rage at me
So I ended up awkward but sweet
Later than hospitals and still on my feet
Comfortably numb but with lithium came poetry

İşte anlaşma
Çünkü bunun hakkında konuşmak istediğini biliyorum
İşte anlaşma
Bu boşlukları doldurmak için kaydediyorsun, bu yüzden
İşte anlaşma
Babam hiç adım atmadı
Karısı bana öfkelendiğinde
Bu yüzden garip ama tatlı oldum
Hastanelerden daha geç ve hala ayaklarımın üzerinde
Rahatça uyuşuk ama lityumla şiir geldi

And baby I, I’ve been running on startrip
IV’s for so long
I wouldn’t know how cruel the world was
Hot fire, hot weather, hot coffee, I’m better
So I turn but I learn
(It from you babe)

Ve bebeğim yıldız yolculuğuma başlıyorum
Çok uzun zamandır enjekteydim
Dünyanın ne kadar acımasız olduğunu bilmiyordum
Sıcak ateş, sıcak hava, sıcak kahve, ben daha iyiyim
Bu yüzden dönüyorum ama öğreniyorum
(Senden bebeğim)

Not to turn into a wildfire
To light up your night
With only my smile and nothing that hurts
Baby I run like a wildflower
I live on sheer willpower
I promise that nothing will burn you
Nothing will burn, burn, burn, burn
Like the others baby, burns, burns, burns
Burn, burn, burn
Like the others baby, burn, burn, burn

Bir yangına dönüşmemeyi
Geceni aydınlatmak için
Sadece bir gülümsememle ve yanan hiçbir şeyle
Bebeğim bir kır çiçeği gibi olacağım
Saf irade ile yaşıyorum
Asla bir şeye dönüşmemek için elimden geleni yapacağım
Yanar, yanar, yanar
Diğerleri gibi bebeğim yanar, yanar, yanar