Benson Boone – Slow It Down ( Türkçe Çeviri )
Benson Boone Slow It Down Türkçe Çevirisi
İngilizce Sözler | Türkçe Sözler |
---|---|
I’d never met you, but I wanted | Seninle hiç tanışmamıştım ama |
To invite you to the party | Sizi partiye davet etmek için |
Then you walked in with those green eyes | Sonra sen o yeşil gözlerinle içeri girdin. |
Never stolen by nobody | Hiç kimse tarafından çalınmadı |
And they flicker to the future | Ve geleceğe titriyorlar |
For a moment, I could picture | Bir an için, gözümün önüne |
Then you touch me, and I come back | Sonra bana dokunuyorsun ve ben geri geliyorum. |
And we’re talking on the staircase | Ve merdivende konuşuyoruz. |
‘Bout your big dreams on the big screens | Büyük ekranlarda büyük hayalleriniz hakkında |
Out of Georgia, now you’re lonely in this city | Georgia’dan çıktın, şimdi bu şehirde yalnızsın. |
Layin’ with me | Benimle yatıyor |
And you’re scared it’s moving quickly | Ve hızlı hareket etmesinden korkuyorsun |
Oh, now you’re crying, you’re in pieces | Oh, şimdi ağlıyorsun, parçalara ayrılmışsın |
‘Cause the only love you’ve ever known is Jesus | Çünkü bildiğin tek aşk İsa |
I can feel it | Hissedebiliyorum |
Oh, I hate that I’m the reason that you’re | Oh, nefret ediyorum. |
In your head right now | Şu anda kafanın içinde |
While your whole world is spinning out | Tüm dünyan dönerken |
So, slow it down | Yani, yavaşla |
Take a moment now | Şimdi bir dakikanızı ayırın |
We’re too young to drown | Boğulmak için çok genciz |
Deep in dirty waters | Kirli suların derinliklerinde |
Full of hopeless doubt | Umutsuz şüphe dolu |
Let me pull you out | Seni dışarı çekmeme izin ver. |
Let me hold you now | Şimdi sana sarılmama izin ver |
Let me slow it down | Biraz yavaşlatayım. |
Ain’t it funny how it changes | Nasıl değiştiği komik değil mi? |
How the future rearranges? | Gelecek nasıl yeniden düzenleniyor? |
I get nervous, oh I’m anxious | Gerginim, endişeliyim |
Maybe loving you is dangerous | Belki de seni sevmek tehlikelidir |
I could lose you like the others | Seni de diğerleri gibi kaybedebilirim. |
Only girl that’s never left me is my mother | Beni hiç terk etmeyen tek kız annem |
Oh, I love her | Oh, onu seviyorum |
And I know you probably hate it, but I’m | Ve muhtemelen bundan nefret ettiğini biliyorum, ama ben |
In my head right now | Şu anda kafamda |
When you’re on the ground | Sen yerdeyken |
And you’re crying | Ve sen ağlıyorsun. |
I’m trying (Slow it down) | Deniyorum (Yavaşla) |
To slow it down | Yavaşlatmak için |
When you’re spinning round | Etrafında dönerken |
In your head | Kafanın içinde |
Ooh-ooh-ooh, ooh-ooh | Ooh-ooh-ooh, ooh-ooh |
I’ll help you slow it down | Yavaşlamana yardım edeceğim. |
Bu Şarkı Ne Anlatıyor?
Bu şarkı, birinin başka birini tanımamasına rağmen onu bir partiye davet etmesi ve onunla ilgili duygusal bir deneyim yaşadığını anlatıyor. Şarkıda ana karakterin yeşil gözlere sahip olduğu ve belki de aşık olduğu ima ediliyor. Şarkıda, gelecek hakkında büyük hayaller kurulduğu ve birlikte konuşulduğu, ancak aynı zamanda ana karakterin endişeli ve gergin olduğu, çünkü sevgilisini kaybetme korkusunun olduğu ifade ediliyor. Aynı zamanda, ana karakterin annesinden bahsediyor ve onu sevdiğini söylüyor. Metinde, bir dakika durup düşünme çağrısı yapılıyor ve sevdikleri kişinin yanında olmaktan keyif duymaya davet ediliyor. Son olarak, ana karakterin yardım etmeye çalıştığı ve yavaşlamasına destek olduğu belirtiliyor.