TWICE – I GOT YOU ( Türkçe Çeviri )
TWICE I GOT YOU Türkçe Çevirisi
İngilizce Sözler | Türkçe Sözler |
---|---|
A little reckless around the edges | Kenarlarda biraz pervasız |
Call it young, dumb love and it’s just enough | Buna genç, aptal aşk diyelim ve sadece yeterli |
Keep me guessing (Keep me guessing) | Beni tahmin etmeye devam et (Keep me guessing) |
How the story unfolds with you (You) | Hikaye sizinle nasıl gelişiyor (Siz) |
When I’m walking into the darkness | Karanlığa doğru yürüdüğümde |
I know you’ll be right there, lighting up the flares | Orada olacağını biliyorum, fişekleri yakacaksın |
When it’s starless | Yıldızsız olduğunda |
I will follow you to the moon (Moon, ayy) | Seni aya kadar takip edeceğim (Ay, ayy) |
No, we’ll never fall apart (Never fall apart) | Hayır, asla ayrı düşmeyeceğiz |
Even million miles apart (Million miles apart) | Hatta milyon mil uzakta |
We were lightning from the start (Lightning from the start) | Başından beri şimşek gibiydik |
And it keeps me going to know that | Ve bunu bilmek beni devam ettiriyor |
Ooh | Ooh |
No matter what, you got me | Ne olursa olsun, bana sahipsin. |
I got you | Tuttum seni. |
And I wouldn’t want it any other way | Ve başka türlüsünü de istemezdim. |
Ooh | Ooh |
No drop of doubt, I know deep down that | Hiç şüphem yok, içten içe biliyorum ki |
We’ll make it through (It through) | Bunu başaracağız (It through) |
Just like we always do | Tıpkı her zaman yaptığımız gibi |
Every second, every minute | Her saniye, her dakika |
Want you close to me like you’re supposed to be | Olman gerektiği gibi yakınımda olmanı istiyorum |
Ain’t no limit (Ain’t no limit), to what I would do for you | Sınır yok (Sınır yok), senin için yapabileceklerimin |
Oh, oh | Oh, oh |
And you know, you turn my whole world upside down | Ve biliyorsun, tüm dünyamı alt üst ettin |
Catch me before I ever hit the ground | Yere düşmeden yakala beni |
And I’d do the same for you | Ben de senin için aynısını yapardım. |
Do-do-do, do-do, do-do, do, do | Do-do-do, do-do, do-do, do, do |
Oh-oh | Oh-oh |
Just like we always do | Tıpkı her zaman yaptığımız gibi |